Muhalefetin zamanı daralıyor
Geçtiğimiz hafta ekonomide iki kritik veri açıklandı, ekonomik büyüme ve işsizlik. Sonuçlar toplum için kötü, ekonomi yönetimi için iyi: Büyüme yavaşlıyor ve işsizlik artmaya başladı. Bu haftaki yazıda ilk olarak bu çelişkiyi ele aldım.
İkinci olarak da, bu verilerden hareketle önümüzdeki dönemdeki temel ekonomik gidişata ilişkin iktidar açısından ‘en kötüsü geride mi kalıyor’ sorusuna değindim. Bu sorunun muhalefet açısından anlamı, ekonomik konjonktür açısından muhalefetin mevcut avantajının önümüzdeki dönemde sürmeyebileceği ihtimalidir. Gelin detaylara bakalım.
2025 yılının Ocak-Mart dönemini kapsayan birinci çeyrek Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GYSH), yani ekonomik büyüme verileri açıklandı. Buna göre GSYH, 2025’in ilk çeyreğinde, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 2 arttı. Son dört çeyreğin ortalaması ise yüzde 2.4. Bu, Türkiye’deki büyümenin tarihsel ortalamaların yarısından az.
Detaylara baktığımızda, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinin yer aldığı gösterge yüzde 2 küçülürken, imalat sanayi yüzde 1.8 oranında daralmış durumda. Büyümeyi sürükleyen ise, yüzde 7.3’lük büyümeyle inşaat sektörü.
Bu tablo, ekonominin üretim kapasitesinin hızla aşındığını gösteriyor, tarım ve sanayi geriliyor. Buna karşılık, büyük oranda deprem bölgesindeki yatırımlar sayesinde inşaat sektörü ekonomik büyümeyi sürüklüyor. Bir başka ifadeyle, depremin yaralarını sarmak için yapılan bu harcamalar olmasaydı, ekonomi daralıyor olacaktı.
İkinci önemli gelişme sabit sermaye oluşumu verisinde gözleniyor. Bu veriyi inşaat ve makine/teçhizat olarak ayırarak baktığımızda, yakın zamana kadar oldukça canlı olan makine/teçhizat yatırımlarının durgunlaşmaya hatta gerilemeye başladığını görüyoruz. İnşaat ise zaten 2018 krizinin etkileri henüz atlatılamamışken yaşanan pandemi sonrasında bir türlü yeniden toparlanamamıştı. Ancak son dönemde, özellikle de deprem gölgesinde süren........
© Evrensel
