menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Herkes memleketinde insanca yaşayabilse!

23 10
02.08.2025

İran’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış ve Ahmedinejad cumhurbaşkanı olarak ilan edilmişti. Ama seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla İranlılar sokaklara dökülmüş, günler, aylar süren protestolar yaşanmıştı. Reform yanlılarının protestolarına sert müdahale edilmiş, çok sayıda kişi öldürülmüş, cezaevlerine konulmuştu. Öldürülenlerden birisi de Nida Ağa Sultan isminde bir üniversite öğrencisiydi. Rejim güçleri tarafından öldürüldüğü halde reddedilmiş, göstericiler tarafından öldürüldüğü öne sürülmüştü önceleri. Ancak tanıkları vardı ve Nida’nın milis güçleri tarafından öldürüldüğü çok açıktı.

Bu tanıklardan biri de üçüncü bir ülkeye iltica talebinde bulunan kadın gazeteci idi. Hâlâ İran’da bulunan ailesinin can güvenliği nedeniyle adını vermeyeceğim bu gazeteci arkadaş, uzunca bir süre Ankara’da benimle kaldı. 2009 yılı ortaları idi. O dönem Ankara’da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin önü onlarca mülteci ile doluydu. Kimi yurtlara vs. yerleştirilirken, dışarıda kalanlar da az değildi. Mülteciler daha çok başka illere gönderiliyor, üçüncü ülkelerden talep gelene kadar o illerde kalıyorlardı. Gazeteci arkadaş onlara göre daha şanslıydı, en azından güvenli kalacağı bir yer vardı. Ama hem korkuyor hem de ailesinden, ülkesinden uzakta, dilini bilmediği bir ülkede ne yapacağını bilemiyordu. Bu nedenle çok da üzgün ve içine kapanıktı. Türkiye İran’la sınır komşusu olduğu için her an gelip kendisini bulacaklarından, öldüreceklerinden korkuyordu. Ailesinden de haber alamıyordu. Defalarca hüngür hüngür ağladığına tanık oldum. Teselli etmeye çalıştımsa da üzüntüsüne engel olamadım. Öyle ki, geldiği zaman ışıl ışıl, gür saçları dökülmüş, adeta........

© Evrensel