İşgal, imha, inkar, ölüm ve kalım
“Yardım tuzağı”. Bu tamlama hayatta hiç kurulmamış olmalıydı; duyduğumuzda ardında nasıl bir eylemin yattığını bilmemeliydik. Kaldı ki artık oturmuş, yerleşmiş, tanımlayıcı bir ifade. Geçen haftanın bilançosuna yer veren haberin başlığı: “Gazze'deki hükümet: İsrail'in 'yardım tuzaklarında' 125 Filistinli hayatını kaybetti, 736 kişi yaralandı.”
Bu bir soykırım taktiği. Her şey herkesin gözlerinin önünde. İnsani yardım dağıtılması için açılan koridorlarda gözaltılar yapmak, açlıkla sınanan insanlar yemek kuyruğundayken ateş açmak; hâlâ hayatta kalabilmiş sivilleri yardım beklerken, her şeye rağmen güvenli denilen bir aralık oluşturulmuşken, olabilecek hallerin en zayıfında hedef almak. Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporları, belgelere dayanarak yapılmış yüzlerce haber “yardım tuzaklarının” İsrail devletinin Gazze'deki Filistinlilere yönelik yürüttüğü bu toptan imha politikasının bir gereci olduğunu ortaya koyuyor. Hâlâ ve hâlâ yaşanabilen bu bir soykırım mıdır tartışmasında “İsrail devletinin var olma hakkı” gibi bir tamlama, anlaşılmayı bekleyerek kullanılıyor. Bu bir devletin soykırım hakkını talebidir artık. “Soykırım uygulama hakkı”. Bu tamlama da hiç kurulmamış olmalıydı.
Filistin bu çağın makine dairesi, İsrail devletinin Filistin topraklarında yürüttüğü işgal, imha, inkar ve soykırım politikası “ilgi duyanlar” için hazır bir alet çantası, farklı tonları mevcut bir şiddet kartelası. Sadece tüm bunlara sessizliğiyle değil başka nedenlerle de maskesi alaşağı olmuş “medeni” ülkelerin ancak lafta gizlenebilen sömürgeci zihniyetlerinin prototipi. Filistin,........
© Evrensel
