İstanbul’un suyuna, Kanal İstanbul prangası
Türkiye devamlı değişen veya değiştirilen gündemler nedeniyle çok ciddi sorunlara odaklanamıyor. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Arnavutköy’ün Sazlıbosna Mahallesi sınırları içinde 1. ve 2. bölgenin 1, 2, 3 ve 4. etaplarında 2 bin 161 adet konut inşaatı ile Sazlıdere Barajı yakınında faaliyetlere başlandı.
Plan teklif raporunda gerekçe olarak “Kentsel dönüşüm ve nüfus dinamikleri ile mahalle çevresinde yaşayan, nüfusun ihtiyaçlarını göz önüne alarak, çağdaş yaşanabilir ve çevre kalitesi yüksek mekanların oluşturulduğu ve mevcut yerleşim alanlarına eklemlendiği mekansal planların üretilmesi amaçlanmıştır” deniliyor.
1980’lerden itibaren sıkışan küresel sermaye kendisini kurtarmak için şehirler üzerinden elde edilecek ranta yönlendirildi. Uluslararası sermaye, yerli iş birlikçileri ile Türkiye’de yeni alanlar buldu. Depremler ve yaşanan felaketler üzerinden çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle bu sistem beslendi. 2004’te TOKİ, 5162 sayılı Kanun ile güçlendirildi. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve TOKİ başkanı uluslararası fuarlarda İstanbul’u pazarladı. Deprem esaslı çıkarılan kanunlarda, söylem ve eylemler farklıydı. 6306 sayılı Deprem Yasası kapsamında ‘rezerv alan’ ilanı ile arzu edilen yerde her türlü projenin uygulamasına yönelik imkanlar yaratıldı.
Kanal İstanbul projesi kapsamında da 2012’de 33 bin 674 hektar, rezerv alan ilan edildi. Bu alan içinde deprem ile hiçbir ilişkisi olmayan 9 bin hektarlık yere 3. havalimanı yapıldı.........
© Evrensel
