menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tedesco ve Fenerbahçe: Doğru insan, yanlış zaman

33 1
13.09.2025

José Mourinho ile apar topar yolları ayıran Fenerbahçe, geçtiğimiz günlerde Domenico Tedesco ile iki yıllık sözleşme imzalayarak teknik direktörlük koltuğunu genç bir “oyun mühendisi”ne teslim etti.

Peki bu ne kadar doğru bir seçim oldu? Fenerbahçe, Tedesco’dan ne beklemeli? Bunun cevabı için Tedesco’nun kariyerine bir göz atmak gerekiyor.

Tedesco’nun üst düzey sahneye çıkışı, 2017’de Erzgebirge Aue’deki kısa ama etkili performansıyla başladı; aynı yıl Schalke 04’de teknik direktör oldu. Schalke, 2017-18 sezonunu Bundesliga ikincisi olarak tamamladı; bu, kulübün 2009-10’dan beri en iyi lig derecesiydi ve Tedesco’da oyun estetiği kadar sonuç odaklılığın da güçlü bir karşılığının olduğunun göstergesiydi.

Schalke’de ertesi sezon yaşanan düşüşse genç bir teknik direktörün büyük kulüp baskısıyla ilk ciddi yüzleşmesiydi. Buna rağmen Tedesco’nun analitik anlatısı ve risk yönetimi, onu Almanya’da “laptop teknik direktörü” tartışmasının merkezine yerleştirdi. Dönemin Alman basını, onu bir yandan disiplin ve düzenin sembolü, öte yandan romantik beklentileri “fazla taktik odaklı” bulan kesimler için bir hedef olarak okudu. Bu çift yönlü algı, Tedesco’nun saha içi-saha dışı dengesini nasıl kurduğunu anlamak açısından önemli bir arka plan sunuyor.

Aralık 2021’de RB Leipzig’e geçen Tedesco, takımı orta sıralardan alıp kısa sürede Şampiyonlar Ligi yarışına soktu; Mayıs 2022’de Leipzig, kulüp tarihindeki ilk büyük kupasını (Almanya Kupası) onunla kazandı. Buradaki ana tema, kadro profilini “esnek savunma blokları hızlı geçişler” ekseninde yeniden ayarlamak ve hücumda akışkanlığa alan açmaktı.

Şubat 2023’te Belçika Millî Takımı’nın başına geçen Tedesco, turnuva futbolunun kısa döngülü gerçekleriyle tanıştı. EURO 2024’te Belçika son 16’da Fransa’ya elenirken, sonraki aylarda federasyonla yapılan değerlendirme sonucunda birliktelik Ocak 2025’te resmen sonlandırıldı. Bu kesit, Tedesco’nun millî takım tecrübesini, kulüp düzeyine geri döndüğünde daha pragmatik bir “kaynak-süre-hedef” matematiğine çevirmesi için kritik bir veri havuzu olarak okunmalı.

Tedesco’nun güçlü tarafı, oyuncuyu taktik planın pasif uygulayıcısı değil ortak aklın bir parçası hâline getirmesi. Schalke döneminde verdiği kapsamlı bir röportajda, oyuncuların taktik planlamaya nasıl aktif katıldığına ve “gelişim” fikrinin nasıl somut hedeflere çevrildiğine odaklanıyordu. Bu söylemi, kuşkusuz modern bir metodolojiye dayanıyor: Haftalık mikro döngülerde net olarak........

© Evrensel