menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tüketimden gelen güç ezilenlerin meşru hakkıdır ama…

19 1
04.04.2025

Saraçhane’deki eylemlerden sonra okul boykotu ilan eden öğrencilerin kararını, yandaş ve ayrıcalıklı firmaların ürünlerini satın almamaya kadar genişleterek el yükselten Özgür Özel’in çağrısı epey ilgi gördü. Boykot 2 Nisan’da hiçbir alışveriş yapmama noktasına kadar ilerledi.

Böylece tüketimden gelen gücün kullanılmasıyla gündelik hayat ihtiyaçlarından beslenen piyasa üzerinde toplumun görünür, protest eli belirli bir kontrol sağlayarak iktidara mesaj verecekti. Serbest piyasa denen şey Türkiye’de muazzam bir devlet desteği, kontrolü, yaptırımları, özel ayrıcalıklar sunumuyla hareket eder. Bu açık gerçek herkesin malumudur.

Hayatı boyunca basın yayın organlarına boykot ilan eden, örneğin Doğan Grubunun elindeki medya gücünü devlet bankası eliyle bir başkasına satın aldıran, kimi şirketlere el koyan, ihale sistemini yandaş kayırmacılığı esasına göre düzenleyen, hukuki formaliteleri ilkel sermaye birikimini kolaylaştıracak biçimde esneten iktidarın, pazar paylarının bölüşümü üzerindeki etkisi de büyüktür. Yani serbest piyasa görünmez elle düzenlenmez, üzerinde iktidarın gölgesi daima yerleşiktir.

İmamoğlu’nun diplomasının, son zamanlardaki moda deyimle cancellanıp (iptal edilip) mal varlığının bloke edilmesi siyasal cezalandırma biçimine dönüşen el koyma pratiğinin devamı oldu. İktidar göz göre göre rakip cumhurbaşkanı adayına seçim boykotu yapmaya kalkıştı. Ama 2 Nisan boykotuna katılanlar ve çağrı yapanlar tehdit edildi. Oysa Erdoğan’ın vaktiyle yaptığı boykot çağrılarının videoları da muhalif televizyonlarda dönüp duruyor.

İktidara gelişinin üzerinden geçen 22 yıl içinde hâlâ mağduriyet söylemini kullanan, dinci muhafazakar damarın cumhuriyet tarihi........

© Evrensel