Erdoğan, “çok önemli” diye pazarlanan konuşmasında yola “AKP, MHP ve DEM olarak devam etmeyi” kararlaştırdıklarını söyledi. Aynı konuşmasında söylediği bir başka şeyse, Türk ve Kürtlerin yanına bir de -Colani ve şeriatçı HTŞ’sini kastederek olmalı- Arapları ekleyerek, bir araya geldiklerinde yenilmez olacakları oldu.

“Eee, doğru diyor” dedirtecek belirtiler yok mu? Koca Cumhurbaşkanı bütünüyle gönlünden geçeni söyleyecek değil ya!

Bazı beklentiler belki. “Bin yıllık kardeşlik” vurgularıyla dillendirilen beklentiler ve DEM’in demokrasi mücadelesi bakımından belirgin hareketsizliği bu tür açıklamalar için yeterli midir? Politikadır bu, yönlendirme çabasıdır, ancak gerçekler değişiktir. Böyle olduğu için aynı gün tepkiler sökün etti. Yerleşik ideolojik kaygı ve değerlendirmelere uygun olarak doğru kabul eden sağlı sollu “Yaa, gördünüz mü” içerikli olanları olduğu gibi, Özgür Özel’inki türünden tepkilerin yanı sıra DEM’den gelen ikisi önemliydi. Pervin Buldan “Cumhur’a katılma yok, süreçle ilgili” diyerek kibarca bir yalanlama yaparken, Ahmet Türk daha da açık konuştu: “Kayyımlar dururken ben göreve dönmem”!

Kendisiyle görüşen Roj Girasun’un Halk TV’de açıkladığı Demirtaş’ın yaklaşımı da DEM’den gelen iki açıklamayı destekleyici mahiyette. O da, Erdoğan’ın niyeti ve tutumu tersine olsa bile, açıkça, “terörsüz Türkiye” olarak ifade edilen “Sürecin bir otoriterleşmeye alan açacağına dair kaygılara........

© Evrensel