menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Edebiyatımızın yetmiş beş yaşındaki beden işçisi: "Seyfi Baba"

9 4
11.02.2025

Işıklarda uyuyası hocam M. Orhan Okay’ın İslam Ansiklopedisi’nin “Safahat” maddesinde yazdığına göre Mehmet Akif’in 1908/1910 yıllarında yayınlanan şiirlerinden oluşan ve 1911 yılında yayınlanan kitabında yer alır Seyfi Baba.

Yetmiş beş yaşında, ele güne muhtaç olmamak için komşusunun çatısını kış ayında tamir ederken hastalanan ve on beş gündür yatan Seyfi Baba tam bir toplumsal trajedidir.

Aynı kaynakta, “(…) toplumun alt tabakasına mensup insanların hastalık, ölüm, fakirlik, sefalet, iptilâlar (bağımlılık my.) ve kötü yönetim karşısındaki çaresizliğini, suskunluğunu bir fotoğraf gerçekçiliğiyle ve küçük manzum hikâyeler şeklinde anlattığı şiirleri”nin adları da verilir. Her birinin ayrı değerlendirilmesi gereken bu yoksulluk şiirleri fakir doğup fakir ölen, onurlu Mehmet Akif’in gerçek yüzü ve toplumcu çizgisidir, ideolojisi onu ilgilendirir.

Öykünün kahramanı akşam vakti eve geldiğinde öğrenir dostu Seyfi Baba’nın hastalandığını. Hemen yola çıkar:

“Sopa sağ elde, kırık camlı fener sol elde; /Boşanan yağmur iliklerde, çamur tâ belde.”

Seyfi Baba’nın uzaktaki evine gidene kadar yoksul, bakımsız çevre fener ışığı eşliğinde betimlenir:

“Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim, / Çifte sandal, yüzüyorduk; o yüzer, ben yüzerim. (…) Kâh olur, kör gibi çarpar sıvasız bir duvara;” bazen de ölgün ışıkları bir mezara, yıkılmış mabetlere, damı çökmüş evlere düşer fener ışığının. İlerledikçe anlatıcı yazar bu kez de oralarda yaşayan insan........

© Evrensel