menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Petrolün ve silahların zaferi

22 20
24.05.2025

Ne “ilkeler” ne “milli çıkarlar” ne de “piyasalar”... Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Trump’ın Ortadoğu ziyareti, Amerikan hükümetinin iç dengelerini tekrar sarstı.

Neoconlar güç kaybetti. Oligarşi kazandı. İlişkiler iyice kişiselleşti.

Trump ve yakınındakiler, tarife savaşlarından ağır olmasa da darbe alarak çıkmışlardı. Başkan ilk başta borsaların düşüşe geçmesini umursamadı ama, durum toptan çöküşe doğru gitmeye başlayınca tarifeleri düşürdü. Dolayısıyla, “ilk yüz gün”ün galibi “piyasalar” sayılabilir.

Trump Ortadoğu ziyaretini sadece bölgeye çeki düzen vermek için değil, evdeki rakiplerine gol atmak için kullandı. Kendisiyle kişisel ve ailevi ilişkileri olan sermayedarlar ciddi mevzi kazandı, serbest piyasacılar (kısmen) kaybetti.

İmzalanan anlaşmaların ve verilen sözlerin en büyük kazananları silah, bilişim, petrol ve ulaşım sektörleri.

Peki bu ziyareti ulusal-popülist, içe kapanmacı kanadın ilk büyük zaferi olarak okuyabilir miyiz?

Genel bir zaferden bahsetmek çok zor. Bu kanadın göz bebeklerinden petrol, uçak ve silah şirketlerinin büyük kazanımlar elde ettiği doğru. Ancak ulusal-popülistlerin en büyük düşmanlarından bilişim devleri en az onlar kadar kazandı bu seyahat sonucunda.

Trump’ın bu seyahatten aldığı meşruiyeti tabandaki popülist bloğu güçlendirmek için kullanması ise hala imkansıza yakın görünüyor.

Daha “ince” belirsizliklerden biri ise, Amerikan devletinin ve burjuvazinin muzaffer kabul edilip edilemeyeceği. Bilişime bir göz atalım örneğin. Bu alanda her iki parti de “serbest piyasa”cılığı bırakmış durumda. Biden’ın stratejisi, yapay zekâ ürünlerinin Çin ile yakın ilişkileri olan Körfez ülkelerine satılmaması yönündeydi. Neoliberal ekonomistler, bu tür uygulamaların Çin’i incitmeyeceğini, ancak Amerika’yı geride bırakacağını iddia ediyordu.

Sözde “içe kapanmacı” Trump ise, bu engeli kaldırdı. Yapay zekâ ve diğer bilişim ürünleri, büyük paralar karşılığında satıldı petrol zenginlerine. Fakat bu da “serbest piyasa” üzerinden değil, kral özentisi bir başkan ile her türlü piyasa teamülünü çiğneyen petrol şeyhleri arasındaki kişisel ilişkiler üzerinden gerçekleşti.

Bu kişilerin kısa vadeli çıkarları, Amerikan devletinin de burjuvazisinin de çıkarlarının üstünde tutuluyor.

Ortadoğu’da Trump ziyaretinin en büyük galibi ise başta Suudiler ve Katar olmak üzere Körfez monarşileri. Sadece büyük iş anlaşmalarına imza atmakla kalmadılar. Suudiler, Filistin davasına “müzmin hain” görünüşünden bir parça kurtardılar kendilerini. Netanyahu ve Trump arasında artan gerginliği, “Bizim........

© Evrensel