menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eyvallah?

59 1
05.07.2025

1985 yılıydı, tek kanaldan haber izlerdik. Çoğunlukla gerçek haberler.

Kolombiya’da yanardağ patladı, lavların arasında bir kız çocuğu sıkıştı, benimle yaşıttı. 60 saat boyunca bedeni küllü sular ardında, tutunduğu bir tahtadan sadece eli ve başı görünerek, kameralara gözlerini dikip yardım isteyerek dünyanın gözü önünde yavaş yavaş öldü. Neden kurtaramıyorlar diye binlerce kez sordum. Sanki orada olsam, daha yüzme bilmeyen, okula başlamamış halimle ben bile atlayıp kurtaracaktım. O gün inanmayı bıraktım.

Esirgeyen ve bağışlayan bir tanrının, masum bir çocuğa bunca acı çektirerek insanlığı sınamak istemesini kabul etmedi çocuk aklım.

Üzerinden geçen 40 senede öyle çok kan içinde, ölmeden önce gözleri kameraya son kez bakan, sırtında yaralı kardeşini taşıyan, ölüsü bir çuvalla sırtta taşınan, kurşunlanan, bombalanan, parçalanan tecavüz edilip bir köşeye atılan çocuk gördüm ki bir daha da inanasım gelmedi.

Saygı duy dedi hukuk, inananın inancına saygı duy. 1996 yılıydı, Taliban, Bamyan Vadisi’ndeki 1500 yıllık heykeli puttur diye yıktığında, IŞİD kamera önünde kafa kestiğinde, Yezidi kadınlar köle gibi satılıp tecavüz edildiğinde, Mahsa Amini olaylarından sonra idam edilenlerin adını bile takip edemez hale geldiğimizde, İran’da, Afganistan’da eşcinselleri çatılardan atıp öldürürlerken dört duvar arası eğlencelerde erkek çocuklarına sıralı tecavüz edildiğinde, kendi gibi olmayanı yakan, boğan engizisyon mahkemelerinin 18. yüzyıla uzanan tarihiyle günümüz arasında bir fark kalmamıştı benim için. Hukuk inanca saygı duy derken, inancından dolayı insanları toplumdan dışlama, ayrımcılık yapma, inancı ile alay etme, hakaret etme diyordu. Ve bazıları inancından ötürü bu şiddeti alkışlayıp zafer naraları atıyordu. Kınayamıyordun bile, yasak.

Peki inancı yüzünden insan katledene ne diyecektik? Tüm bu şiddetin yaslandığı şeriat kavramına karşı çıkarken “Kur’an’ın ayetlerine, Hazreti Muhammed’in sözlerine ve yaptıklarına, bunlardan çıkarılmış yorumlara dayanan, insanın yaşamını, toplumsal yaşamı düzenleyici, tanrısal olduğu için hiçbir zaman değişmeyecek olan dinsel kurallar bütünü demektir şeriat, karşı çıkıyorum diyemezsiniz” cümlesiyle karşılaşıyorduk, hatta bazıları yargılanıyordu bile. Neydi o zaman saygı sınırının aşımı? Hangi kavramı kullanacaktık herhangi bir inanç ya da amaç uğruna cinayeti, şiddeti,........

© Evrensel