menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TKP ve Okuyan ne diyor?           

20 28
08.11.2025

CHP ve sosyalistler arasındaki ilişkiyi konu alan kimi yazarların düşünceleri bazı yazılarımda eleştiri konusu olmuştu. Ülke faşizmin yakın bir tehlike olduğu önemli bir dönemeçten geçiyor ve bu tür sorunların tartışılmasından daha doğal bir şey olamaz. Eğer bu sorun ülkenin politik gerçekleri göz önüne alınarak tartışılabilirse, sol ve sosyalizm adına hareket edenleri politik ve ideolojik olarak geliştirebileceği gibi, onların iktidara karşı mücadelelerini de doğru bir zemine oturtabilir. Ama bu faydaların ortaya çıkabilmesi için tartışmaya katılan taraflardan ilk olarak beklenen davranış, karşı tarafın ne dediğini dürüstçe aktarması, kendi cephesinden eleştirisini bunun üzerine inşa etmesidir. ‘Sol hareket bu konuda zaaflıdır, yüzeysel suçlamalar, kara çalmalar furyası burada egemendir’ diye düşünülebilir. Ama ne olursa olsun biz böyle bir tartışmanın dürüstçe ve hakkıyla yapılmasının, sol için olsun, mücadele etmek isteyen uyanış içindeki işçi ve emekçi için olsun, geleceğinden kaygı duyan genç için olsun ufkunu genişleten bir biçimde yapılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.

Şimdi konuya geçebiliriz. Haber.sol.org’da TKP Genel Sekrteri Kemal Okuyan ile Nevzat Evrin Önal tarafından yapılan bir röportaj yayımlandı. İlgili bölüm şöyle: "Evrensel Gazetesi yazarı Ahmet Yaşaroğlu’nun "İşçi sınıfı hareketi zayıf, sosyalizm mücadelesinin bu ortamda bağımsız bir güce dönüşmesi mümkün değil, bu yüzden CHP'yi sola çekmek gibi bir görevimiz var" argümanını savunduğunu aktaran Nevzat Evrim Önal, "Sosyalist hareket işçi sınıfı hareketi zayıf olduğu için mi zayıf? Eğer durum buysa sosyalist hareketin CHP'yi çekiştirerek güçleneceği mi düşünülüyor" diye sordu. Sosyalist hareketin yükselişinden bağımsız bir işçi hareketi yükselişinin olamayacağını vurgulayan Kemal Okuyan, “zayıfsak ittifak kuralım” yönündeki düşüncenin zayıf kalmakla eş anlamlı olduğunun altını çizdi ve “Devrimci stratejide her zaman dominant unsur devrimcilerdir. Bir devrimci hareket, tali unsur olduğu bir ittifaka girmez” dedi.[1]

Soru ve verilen yanıt bu! Yazılarımı düzenli takip eden okuyucular bunlarda “İşçi sınıfı hareketi zayıf, sosyalizm mücadelesinin bu ortamda bağımsız bir güce dönüşmesi mümkün değil, bu yüzden CHP'yi sola çekmek gibi bir görevimiz var” düşüncesinin savunulmadığını çok iyi bilir. N.E. Önal hiç olmazsa bunların nerede nasıl söylendiğini bir kanıtla göstermeliydi. Ama onun yapmadığını biz yapalım ve bu konuda kaleme aldığımız yazılanlarda ne dendiğini kısaca aktaralım. “Öncelikle vurgulamak gerekir ki, sosyalistlerin -kim sosyalist kim değil ayrımını saklı tutarak- CHP’yi desteklemek, eleştirerek desteklemek, onu sola çekerek desteklemek gibi bir görevleri yoktur. Ama sosyalistlerin demokrasi mücadelesine tüm güçleriyle katılmak, bu mücadelenin başarıya ulaşması için CHP dahil, demokrasi ve özgürlükleri savunan tüm güçlerle birlikte Saray Rejimi’ne karşı mücadele etmek, bu amaç için gerekirse cepheler, güç birlikleri oluşturmak gibi bir görevleri vardır.” Burada ne sosyalizm, ne de sosyalistlerin CHP’yi sola çekmeye çalışması gerekir gibi bir düşüncenin kırıntısı var mı? Olmadığını bu satırları okuyan aklı başında herkes kolaylıkla görebilir.

Gelelim Okuyan’ın bu çarpıtılmış soruya yanıtına: "Sosyalist hareketin yükselişinden bağımsız bir işçi hareketi yükselişi olamayacağına vurgu yapan Okuyan, 'Zayıfsak ittifak kuralım yönündeki düşüncenin zayıf kalmakla eş anlamlı olduğunun altını çiziyor ve devrimci stratejide her zaman dominanat unsur devrimcilerdir, bir devrimci hareket tali unsur olduğu bir ittifaka girmez' diyor. Okuyan’ın söylediklerini ileride ele alacağız. Önce bu konuda ne söylemişim önce onu kısaca hatırlayalım: “Gelelim sorunun diğer yanına: CHP desteklenerek sosyalist hareket inşa edilemez ya da güçlendirilemez. Sosyalist hareketin güçleneceği alan işçi sınıfı ve emekçi yığınlardır. Bugün işçi sınıfının bağımsız politik bir hareket olarak hareket etmesi de, kendiliğinden kitlesel -ekonomik temelli de olsa- hareketi zayıftır. Bunun pek çok nedeni bulunmaktadır ve bu yazının sınırları içinde bunu ele almak olanaklı değildir. Ama işçi hareketinin bu zayıflığının sosyalistler üzerinde inkar edilemeyecek bir etkisi bulunmaktadır. Tek cümle ile bu etki sosyalistlerin de zayıf olmasıdır. Dayandığı sınıfın hareketi zayıfsa, onun politik temsilcileri de zayıftır. Bu durum ne sosyalistlerin sınıf içindeki çalışmasını, ne de genel olarak mücadelesini, amaçlarını engellemez ama çağrılarını, taktiklerini, hareket tarzlarını etkiler.”

Sosyalistlerin güçlenmesine ilişkin yazılanlar kısaca bunlar. Okuyan’ın ileri sürdüğü gibi “Sosyalist hareketin yükselişinden bağımsız bir işçi hareketi yükselişinin olamayacağını” savunmak boş laftır. İşçi hareketinde ekonomik, politik, sosyal haklar için vb. pek çok mücadele biçimi var ve sosyalistler olsa da olmasa da işçi sınıfı bu mücadeleyi bilinç ve örgütlenme düzeyine bağlı olarak verir. 19. yüzyılın ortalarına doğru patlayan Çartist hareketin sosyalistlerle bir ilgisi yoktu. Bütünüyle işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarından kaynaklanan........

© Evrensel