menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cumhuriyet ve demokrasi: Düşman kardeşler mi?

20 5
31.10.2025

İki gün önce cumhuriyetin 102. yılı kutlandı. Doğal olarak cumhuriyet üzerine tartışmalar yapıldı, çeşitli görüşler içeren yazılar kaleme alındı. Modern anlamda cumhuriyet yönetimi tarihsel olarak burjuvazinin yükselişi, kralların ve soyluluğun tasfiye edilmesi -1789 büyük Fransız devrimi- gündeme geldi. Bu cumhuriyetin bayrağında özgürlük, eşitlik, kardeşlik yazıyordu. Halk tebaa değil, yurttaş, iktidar ise “gök yüzünden alınmış yetki” ile değil, toplumdan alınmış yetki ile temsil edilir oldu. Bütün halkın temsilcisi olduğunu iddia eden burjuvazi halkı yanına alarak, onun mücadelesi üzerinden iktidara gelmiş, ama bu iktidarın siyasi anlamda özgürlüğü sağlaması için daha birkaç devrimin -1848, 1871 Paris Kömünü vb.- yaşanması gerekmişti. Eşitlik ve kardeşlik ise hukuki olarak sağlanmış, ama sermaye ile emeğin, işçi sınıfı ile burjuvazinin fiilen eşit ve kardeş olamayacağı kanlı katliamlarla kanıtlanmıştı. Marx’ın tespitiyle ifade edilecek olursa cumhuriyet içinde sınıf mücadelesinin en gelişmiş haliyle yaşanabileceği bir biçim oldu. Doğuşunda cumhuriyet aynı zamanda demokrasi anlamına geliyordu ama süreç ve gelişmeler cumhuriyetlerin demokrasisiz de olabileceğini yeterince kanıtladı.

Bizde ise cumhuriyet bir kurtuluş savaşının zafere ulaşması sonucu, bu zaferi kazananların egemenliğinin ve prestijinin gölgesinde kuruldu. Süreç içinde saltanat ve hilafet kaldırıldı, cumhuriyet ilan edildi, dinin devlet kontrolüne alındığı laik bir sistem kuruldu. Padişahlık tasfiye edilmiş, ama büyük Fransız Devrimi’nden farklı olarak -feodal, yarı-feodal ilişkilerin tasfiyesi ve demokratikleşmenin temel koşullarından birisi olan toprağın köylülüğe verilmesi- toprak ilişkileri küçük değişimler dışında aynı kalmıştı. Bu cumhuriyetin bayrağında özgürlük, eşitlik, kardeşlik yazmıyordu ama........

© Evrensel