4857 sayılı İş Kanunu’na göre işçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesi zorunludur. İş Kanunu’na dayanılarak çıkartılan Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelik’te en son geçtiğimiz temmuz ayında yapılan değişiklik gereği çalışan sayısı üç ve üzerinde olan işverenler bu zorunluluğa uymakla yükümlüdür.

Ücretlerin bankalar aracılığıyla ödenmesi zorunluluğu, milyonlarca işçiyi bankaların doğal müşterisi haline getirmiştir. Düzenli geliri ve harcaması olan işçiler, bankalar için önemli bir kazanç kaynağıdır. İşçilerin ücretlerini aldıkları bankayla ilişkisi sadece yatan ücreti, ihtiyacı olduğunda havale etmekle veya nakit olarak çekmekle sınırlı değildir. İşçiler, ücretinin yattığı banka açısından önemli bir potansiyel müşteridir. Faturalarını bu banka aracılığıyla ödemekte, bireysel krediye veya konut kredisine ihtiyaç duyduğunda bu bankanın kapısını çalmaktadır. Hatta kolaylık sağladığını düşünerek bu bankanın kredi kartını kullanmaktadır.

Bireysel bankacılık yapan bankalar açısından işçilerin maaşlarının yatırıldığı banka ve hatta banka şubesi olmak önemli bir potansiyele ulaşmak demektir. Bu nedenle bankalar “maaş hesaplarını” bünyelerine taşımak için işverenlerle ücret ödeme protokolleri düzenlenmekte ve karşılığında “promosyon” adı altında ödeme yapmaktadır.

Bu promosyon tutarının kime ait olduğu, kamu iş........

© Evrensel