menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsani kurtuluş için kapitalizmi aşmak!

18 1
23.06.2025

“Kürt sorununda yeni süreç”ten bahisle “uzlaşı koşulları” üzerine ret ve destek makalelerinin çoğaldığı son birkaç aylık dönemde, Kürt siyasi hareketinin basın-yayın alanındaki görevlilerince “Marksizmin eksiklikleri” üzerine, çoğunlukla kulaktan duyma ve yakıştırma ürünü iddiaları veri alan makaleler yoğun şekilde yeniden gündeme getirildi. Onlardan bazısı da, “önderlik” olarak niteledikleri Öcalan’ın, mealen “Tamamlama planının kafasında hazır olduğu” yönündeki bazı sözlerini kaynak göstererek “ekoloji-jineloji” alanındaki teorik açılımlara işaretle bu yönlü destek açıklamaları için Löwy-Hardt gibi liberal sol teorisyenlere başvurdular.

Bu övücü-övünmeci jargon üzerinde durmak gerekmiyor. “Put kırıcılık” adına İbrahimi atfetmeler de atfedicilerin kendi sorunudur. Ancak Marksizmi (Marksizm-Leninizm), insani-toplumsal kurtuluş için yol göstericiliğini; ulusal ve cinsel baskı ve ayrımcı ilişkiler dahil sömürü ilişkileri zemininde şekillenen baskı ve eşitsizliğin son bulmasının olgusal-sosyal güç ve olanaklarını açıklığa kavuşturmasını inkardan gelen görüş ve yaklaşımların, özgür yaşam mücadelesinin yararına olmadığını da bilmek gerekiyor.

Marksizmin ebedi tamamlanmışlık iddiası taşımadığı; statik değil dinamik-somut koşulların somut tahliliyle zenginleşen, olguları ve değişimi gözeten bir teori olduğu biliniyor. Marx ve Engels’in temellerini oluşturduğu, Lenin ve kısmen de Stalin tarafından da 20.yüzyılın dünya gerçekliği dayanak alınarak geliştirilen tarih ve toplum görüşünün başlıca özelliği, insan soyunun tarihsel gelişimi sürecinde yaşamını gerçekleştirmek üzere başvurduğu üretim tarzları-biçimleri-araçlarını ve bunlar aracıyla girdiği ilişkileri temel veri almasıydı. İdeal bir toplum oluşturmayı hedeflemediklerini; -bunu ‘porojeleştirme’ türü acaiplikleri de reddederek- açıkça ilan ettiler. Yaptıkları mevcut toplumsal koşulların, içerdikleri olgular ve çelişkiler zemininde irdelenmesi ve kaçınılmaz biçimde yol açacakları sonuçlara işaret etmekti. Nihayetinde kendi tarihlerini yapanlar insanların kendileriydi. Önceki kuşaklardan devraldıkları........

© Evrensel