Bilinmeyen Tanrılara Adanmış Tapınaklar
Antik Yunan’da, özellikle Atina’daki Akropolis’te bulunan küçük bir tapınak, üzerinde şu ifadeyle tanımlanırdı: “Agnōstō Theō” — Bilinmeyen Tanrı’ya.
Bu tapınak, insanların henüz adını bilmedikleri, doğasını anlayamadıkları fakat varlığını sezgisel olarak hissettikleri bir güce adanmıştı. Bugün, kişisel gelişim literatüründe “bilinmeyen tanrı” kavramı, bilinçaltımızda etkisini sürdüren, henüz adını koyamadığımız duygusal ve davranışsal dinamikler için güçlü bir metafor olarak kullanılmakta.
Davranışlarımızın yalnızca %5 ila ’u bilinçli kararlarla şekillenirken, geriye kalan büyük çoğunluk bilinçdışı süreçlerin kontrolündedir. Bunu ilk ortaya koyanlardan biri, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud olmuştur. Freud’a göre insan zihni, bir buzdağına benzer:
“Görünen kısım küçük; asıl hacim suyun altında.”
Bu teori günümüzde nörobilimsel verilerle de desteklenmektedir. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bireylerin otomatikleşmiş kararlarının ’ının öğrenilmiş bilişsel kalıplar ve geçmiş deneyimlerin etkisiyle verildiğini ortaya koymuştur. Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Demek ki bazı kararlarımız, davranışlarımız ya da tepkilerimiz; aslında bugünle değil, geçmişte içselleştirdiğimiz ancak anlamlandıramadığımız süreçlerle ilintili olabilir. İşte bu alanlara biz
· Bilinmeyen Tanrılar,
· İçsel Otomatik Pilotlar
· Adını........
© Eurovizyon
