KIBRIS DAVASI VE ENOSİS RUHU
İlginçtir İngilizlerin Lozan’da ilhak işlemine Türkiye’nin sessiz kalaraktan itiraz etmeyip feragat etmesi Kıbrıs’ın İngiltere'ye bağlı koloni hale gelmesini kolaylaştırmaya yetmiştir. Üstelik Kıbrıs’ı ilhak etmekle mesele bitmiş olmuyor, çünkü ilerleyen zamanlarda Rumlar ve Yunanlılar işi farklı boyuta taşıyıp meseleyi Enosis romantizmine dönüştüreceklerdir. Tabii bu arada İngiltere’de Enosis romantizminden endişe duyacaktır. i Bu noktada bizim açımızdan endişe edici durumsa Kıbrıs Türklerinin onca zamandır yaşadıkları sıkıntıların nasıl giderileceği hususudur. Belli ki Rum Ortodoks Kilisesinin 1950 yılında Ada’da organize ettiği referandumla çoğunluğun Enosis romantizmi (Kıbrıs’ın Yunanistan'la birleşme hülyası, bizdeki Turancılık akımının bir değişik ideali.) yönünde oy kullanması birçok sıkıntıları beraberinde getirecektir. Nitekim referandum neticelendiğinde Enosis Romantizmi hemen etkisini gösterip EOKA terör örgütünün tıpkı Rusya’daki gibi Stalin katliamlarını aratmayacak şekilde etrafa korku ve dehşet salacaklardır. Böylece o güzelim ada bundan böyle bizim için kanayan yaramız olur. Artık bu durumda Kıbrıs Türkleri ister istemez çaresiz bir halde İngilizlerle ortak hareket etmek mecburiyetinde kendilerini hisseder. Zaten Anavatan Türkiye’nin durumu ortada, elinden gelen tek şey her fırsatta diplomatik girişimlerde bulunmaktır. Derken bu tip girişimler tarihler 1955 yılını gösterdiğinde netice verip İngiltere artık Ankara’nın Kıbrıs konusuna müdahil olmasına tepki göstermeyeceği gibi Kıbrıs meselesini adada iki toplumun bir arada yaşama yönünde bir çözüm modeli tezi üzerinde teklif sunulur. Ne var ki, bu çözüm modeli teklifi Rum tarafında kabul görmez. Aslında tüm bu yaşanan........
© Enpolitik
