YÖNTEM ARAYIŞIM
Filozof Arda Teo-Grunber Hoca’ma Saygıyla-
Filozof Arda Teo-Grunber Hoca’m 14 Nisan 2025’de gölgeler âlemindeki yürüyüşünü tamamladı. Rahmet olsun. Felsefe ülküm/idealim üzerindeki sessiz sedasız etkisi 1987’den beri hiç azalmadı. Her yıl “Aklı Karışıklar için Kılavuz” alt başlığında Aygün Akyol kardeşimle çevirdiğimiz Gazzâlî’nin el-Munkız min’ed-Dalal (Ankara: Elis Yayınevi, 2020) adlı klasik eserini okutmaya başlamadan önce hocamdan mutlaka bahsederim. Gazzâlî’nin “Şaşkınlıktan Kurtulup İzzet ve Celal Sahibine Ulaşma” sürecine dair yöntem arayışı olarak yazdığı kitabını, siz otobiyografik bir eser olarak da okuyabilirsiniz. Aynı zamanda bu eser Gazzâlî dönemindeki dini/felsefi akımlara dair bir gruplar sosyolojisi kapsamında da değerlendirilebilir. Bu tür eserleri klasik yapan da her dem yeniden okunabilirliği ve yeni fikirlere ilham kaynağı olabilmesidir sanırım.
Grunber Hoca’m ilham kaynaklarımdan. 1985-1986 döneminde ODTÜ Felsefe Bölümü Yüksek Lisans sınavını bir grup İlahiyat Fakültesi çıkışlı arkadaşlarımızla kazandık. Bir yıl sonra derslere başladık, Teo Hoca’m, o sevimli, nazik ve nazenin yapısıyla Descartes’in Metot Üzerine Konuşma adlı eserini okutmuştu.
Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen Hoca’mın vefatını duyunca içim bir tuhaf oldu, çünkü bilge insan, sessiz sedasız gölgeler âleminde yürüyüşü sırasında Gürol Irzık ile yazdığı “Carnap and Kuhn: Arch Enemies or Close Allies?” adlı makalesini T. Kuhn okuyunca: “muhtemelen hiçbir zaman Bilimsel Devrimlerin Yapısı‘nı yazmayacağını” dediği söylenir. Böyleyken bizlerin Quine çapındaki bu Mantıkçı-Filozof’u yeterince anladığımızı söylemem zor.( (https://phil.metu.edu.tr/tr/system/files/ainam/teo_grunbergle_soylesi.pdf
https://web.archive.org/web/20220406115436/ https://phil.metu.edu.tr/tr/system/files/ainam/teo_grunbergle_soylesi.pdf, https://sarkac.org/2025/04/teo-grunbergin-anisina/)
Bu vesileyle Bilim Tarihi, Bilim Felsefesi, Modern ve Klasik Mantık dersleriyle Ankara İlahiyat Fakültesi’nin lisans-yüksek lisans ve doktora birikimiyle harmanlayarak saygıyla anıyorum kıymetli hocalarımı.
Gürültülü Mekânda Sessizce ve Toz Kaldırmadan Dolaşmak
Onlardan aldığım ilhamla belirlemeye çalıştığım yöntem arayışıma dair bir denemeyi -Ödünç zamanlarda Yöntem Sorgulaması- “Tanrı Dağlarından Âlemi Seyretmek” başlığıyla Atayurtta kaleme almıştım. (https://www.haberlotus.com/kirgizistan-notlari-7-tanri-daglarindan-alemi-seyretmek/(03 Mart 2013)
Üzerimde emeği olan hocalarımın hayattayken kıymetlerini bilmeye çalışıp, Onlarla alakalı İngiltere’deki “Yaşayan Filozoflar” projesi gibi tezler yaptırmaya çalışıyorum. Mahmut Kaya ve Alparslan Açıkgenç Hoca’mla ilgili çalışmaları ehli bilir zaten. Açıkgenç Hoca’mdan klasik mantık, Ahmet İnam Hoca’mdan modern mantık dersleri aldım. O zaman ODTÜ Sosyoloji’de lisans öğrencisi olan Yasin Aktay ile birlikte Bahattin Akşit Hoca’mın sosyoloji derslerine katıldığımı hatırlıyorum. Peki niye özgeçmişinde yok diye soracak olursanız, Set Theory II dersini veremedim, Sungurlu Lisesi Matematik bölümü mezunu olmam ancak bu dersin ilkini vermeye yetmişti.
Aynı dönemde benim gibi 5 yıllık İlahiyat mezunu arkadaşlar doktoraya başlatılırken bana master yapacaksın denilmişti. (İlginç olan ODTÜ’de İngilizce seminerler hazırladığım dönemin akabinde doktora İngilizce sınavında kalmış bir yıl beklemiştim, jüride olan rahmetli Esat Kılıçer Hoca’mla kağıda bakmıştık, Onu kıramamış, itiraz dilekçesi vermemiştim, bir yıl beklediğimi, o yıl İngilizce sınavını verenlerin, daha sonra yurt dışına gidip İngilizce kursu aldıklarını da anlatırım başka bir zaman.)
AÜSBE Kelam ve İslam felsefesi bölümü araştırma görevlisi olarak çalışırken aynı zamanda ilahiyat fakültesinde de dersler alıyordum. Bir keresinde rahmetli Hüseyin Atay Hoca’m, Aristo mantığıyla ilgili yorumlarına katılmadığımı belirtince az biraz sinirlenip kimden ne kadar mantık dersi aldığını biliyorum tarzında biraz ağır konuşmuştu. Sanırım Necati Öner Hoca’mı kastediyordu, ben de tam o sıralar onun ve Teo Grunber Hoca’mın mantık üzerine ortaklaşa seminerini dinlemiştim. Bulanık Mantık okumalarımın yanı sıra İbn-i Teymiyye’nin Aristo mantığına yönelik eleştirilerini okuyordum, nitekim master tezimin bir kısmını bu konuya tahsis ettim sonrasında. Hocalar arasındaki rekabet veya çatışmaya niye taraf olayım, bir arı gibi her birinin bilgisinin özünden alıp, saygıda kusur etmemek önemliydi. Ama Atay Hoca biraz kızdı tabii, ama Onun kızgınlığı sabun köpüğü gibi hemen geçer zaten, biliyorum. Ben de ODTÜ’de aldığım klasik ve modern mantık derslerini söyledim, o zaman iki yerde birden master yaptığımı anladı, gönlümü almak için çay ikram etti.
HİTU Felsefe Okumalarımız ve Yöntem Meselesi
Yöntem meselesine döneyim tekrar, Çorum İlahiyat Fakültesi’nde kronolojik felsefe tarihi okumalarımızda sistematik Türkistan-Türkiye kültürel sürekliliği ve felsefi değerlendirmelerini yapmaya çalışıyoruz.
“Felsefeyi Anadolu’da Yeniden Yurtlandırmak” derken “Orta Asya’dan Türk olarak gelip Türk kalmamız ve bu göçle de, bir Akdeniz medeniyeti vücuda getirmiş olma sürecimizi (Samiha Ayverdi, Milli Kültür Meseleleri ve Maarif Davamız, (Ankara: Kültür Bakanlığı, 1976), 14) anlamak ve anlatmayı kastediyorum. F.Braudel‘inin “Akdeniz kavramsallaştırmasına” dikkat ederek, bir (düşünce) tarihçisinin görevinin sosyal ve tarihi değişim sürecinin bütünlüğünü yakalayabilme çabası içinde olduğunu düşünüyorum. Tematik okumalarımızda takip ettiğimiz yönteme gelince, İslâm Felsefesi’nin kronolojik/tarihsel okumalarını yaparken filozoflarımızla birlikte felsefe yapmaya, Onları yüzyıllardır fikirleriyle yaşayan (çağdaş) figürler olarak görüyoruz. O Filozofların Tanrı-Evren-İnsan’a dair temel kaygılarını anlamayı önceliyoruz.
Geçmiş birikimimizden bugüne taşınanları çaprazlama okumalar yaparak yeniden ele alıp, onlarla ne yapabileceğimize bakmak için onları yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Burada dikkat etmeye çalıştığımız husus şudur: “Bu, [olguları] kavramamızı sağlayan olayların iyi bir özetini yapan bir tarihçinin, kendisine o olayı seçtirten esasları ille de kavramış olduğu anlamına gelmez. Marc Bloch tarihçilik mesleğinden, “kendileri açık bir yöntem olarak teşekkül ettirilmemiş yöntemsel seçimlerin hayata geçirilebildiği bir habitus” yani “karakteristik eylem eğilimleri seti” şeklinde bahsetmişti. Tarihe başvurmak bu açıdan oldukça faydalıdır.” [Pierre Bourdieu, Devlet Üzerine, College de France Dersleri (1989-1992), çev.: Aslı Sümer, (İstanbul: iletişim Yayınları, 2015), 35
Zihniyet Analizlerini Çaprazlama Okumak
Bu bağlamda Çağdaş İslam düşünürlerinden Aliya İzzetbegoviç’in Doğu ve Batı Arasında İslam, FazlurRahman’ın İslam ve Çağdaşlık, Seyyid Hüseyin Nasr’ın Modern Dünya’da Geleneksel İslam ve Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi, Roger Garaudy’in İslam’ın Vadettikleri ve Geleceğimizde İslam Var, İsmail Raci El-Fârûkî’nin Çağdaş İslam Düşüncesi ve Bilginin İslamileştirilmesi, M. Aziz Lahbabi’nin Millî Kültürler ve Medeniyet, Abdulkerim Süruç’un Maksimum ve Minumum Din. Ali Şeriati’nin Dine Karşı Din adlı eserlerinin tahlilini yapıyoruz. Böylece öğrencilerimizi İslam dünyasında yaşanan sorunlara bilgi felsefesi bağlamında zihniyet analizleri yapan ve farklı düşünen bilim insanlarıyla tanıştırıyoruz. Ardından Türkiye’den Nurettin Topçu’nun İsyan Ahlâkı, Yarınki Türkiye, İradenin Davası, İslam ve İnsan ile Erol Güngör’ün İslam’ın Bugünkü Meseleleri, İslam Tasavvufunun Meseleleri ve Türk Kültürü ve Milliyetçilik adlı eserlerini öncelikli olarak okutuyoruz. Bunlardan hareketle belirlenen bir sorunu merkeze alarak bir tez konusu belirleyip, derinlemesine okumalar yaptırıyoruz.
Bunu yaparken İslam dünyasının seçkin zihinlerinin kendi içinde yaşadıkları toplumsal sorunlara İslami ilkelerden hareketle çözüm önerileri ürettiğine dikkat çekiyor, önerilerini aynen Türkiye’ye taşımanın olası problemlerine işaret ediyor ve tutarlığından şüphe ettiğimiz tespitlerini de eleştiriyoruz.
Burada takip ettiğimiz yöntem merhum hocamız Erol Güngör’den hareketle oluşturulmuştur. İslam’ın Bugünkü Meseleleri ve İslam Tasavvufunun Meseleleri kitaplarını öncelikli olarak okuttuğumuz Erol Güngör’ün Robert B. Downs’dan çevirdiği Dünyayı Değiştiren Kitaplar’a yazdığı “Önsöz” (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1994, 26) okumalarımızdaki ölçütü vermektedir:
“Kitaplar çoğunlukla fazla heyecan yüklü, milyonlarca insana hitap eden mesajlar taşıyorlardı. Yaptıkları etki bazen iyi, bazen kötü oldu. Açıkça belli ki, kitaplar hem iyi hem kötü yolda birer kuvvet olabiliyor. Ne olursa olsun, bizim buradaki gayemiz onların ahlakî değerlerini ölçmek yerine, kitapların dinamik ve güçlü aletler, vasıtalar veya silahlar olduğunu göstermektedir.”
Biz de tıpkı buradaki yöntemi takip ederek, basitçe eserlerin içeriklerine değinip, içerikleri hakkında bilgi vermenin ötesine geçip, metnin hem yazarı hakkında hem yazarın diğer eserleri hakkında hem de eserlerin ortaya çıktığı tarihsel bağlam hakkında analizler yapmayı deniyoruz. Bu süreçte özellikle İslam dünyasının içinde yaşadığı sorunlara çözüm üretmede, Batı hâkimiyetinin epistemik temellerini bilen ve İslami bir Diriliş/Rönesans imkânını gündeme getirerek bir bilinçlilik hali oluşturan âlimlerin metinlerini önceliyoruz.
Platon-Aristo, Fârâbî Okumalarımıza Popper Çaprazlama Sorgulaması
Bu dönem, yüksek lisans dersinde bu filozofların metinlerini okuduk. Burada amaç köklü nitelikte farklı bir okuma yapmak ve yorumlamaktır. Platon’u bu şekilde okuyan Popper’in tespitleriyle söyleyecek olursak, her kuşağın kendine özgü dertleri, sorunları ve ona göre de kendi ilgileri, bakış açıları vardır. Dolayısıyla her kuşağın tarihe eski neslin bakış açısını tamamlayan bir şekilde bakıp onu yeniden yorumlama hakkı vardır. Çünkü tarihi kendi sorunlarımızla ilgili bir şeyler öğrenebilmek için inceleriz. Bunu böyle yapmamız gerekiyor, çünkü geçmiş olayları ve tarihsel şahsiyetleri olduğu gibi bize aktaran bir tarih mümkün değildir. Dolayısıyla Gadamer’in........
© Enpolitik
