GAZZE VE TOPLUMSAL GERÇEKLİĞİMİZ
İki yıldır dünyanın gözleri önünde İsrail bir halkı yok ediyor. Sivil tepkiler dışında İsrail’i durduracak hiç bir adım atılmadı.
Dünyanın bilinçli suskunluğu -buna sessiz destek de -denilebilir, İsrail’in cüretini daha da artırdı. Karşısında duracak bir güç olmayınca, Gazze’yi toptan işgal etmeye karar verdi.
Bu Cuma da, birçok Cuma’da olduğu gibi hutbenin konusu Gazzedeki soykırımdı. Hutbeyi dinlerken İslam dünyasının niye yerlerde süründüğünü anlıyorsunuz. Hoca her zaman olduğu gibi Müslümanlığımızı topa tuttu. Namaz kulmadığımız, csmileri doldurmadığımız için bu hale geldiğimizi anlattı. Cemaati azarlar gibi Gazze’nin işgalini Müslümanlığımızdaki eksikliğe bağladı. Hepimiz namaz kılar, vakit namazlarında camileri doldurursak Gazze kurtulacaktı.Yani topa, tüfeğe, silaha ihtiyaç yoktu, namazla mesele kolayca çözülecekti.
Devasa bir soruna bu kafayla bakan bir toplum problemlerini çözebilir mi? Bu din anlayışının ne kadar sakat, ne kadar sömürüye açık olduğunu söylemeye gerek var mı? Namaz kul ile Allah arasında bir köprü, bir iletişimdir ve tamamen kişiseldir. Faydası topluma değil, kişiyedir. Savaşlar namazla, oruçla kazanılmaz. Akılla, bilimle, teknoloji ile, diplomasi ile kazanılır. Son çare silaha silahla karşılık vermektir.
Gazze’nin suçunu, siz şöylesiniz, böylesiniz diye vatandaşa yıkmak hem dini bir yanlış hem de tamamen siyasi bir çarpıtmadır.
Vatandaş tek başına Gazze’yi nasıl kurtaracak? Eline bir kazma, bir balta alıp İsrail ile savaşa mı gidecek? Bu işleri hükümetler organize eder, vatandaş da kendine düşen görevi yerine getirir. İktidar bugüne kadar hangi sorumluluğunu yerine getirdi. İsrail ile ticari ilişkilerini mi kesti? Hava sahasını, limanlarını mı kapattı? Dünyayı ayağa kaldıran bir........
© Enpolitik
