DEMOKRATLIK GİTMEYİ BİLMEKTİR.
Gücü ele geçirenin ötekine karşı tutumunda, sol ile sağ arasında bir fark yoktur. Tek parti dönemi eleştirilirlen hep basına uygulanan sansür ve baskılar öne çıkarılır. Bu tek gözlü, taraflı bir bakıştır. Zira sonraki DP döneminde de durum farklı değildir. İktidarı eleştiren basın para ve hapis gibi çeşitli araçlarla susturulur. İktidarı eleştiremez hale getirilir. Öyle ki,DP iktidarIna karşı sert muhalefet yapan Nihat Erim bile 1954 seçimlerinden sonra Halkçı ve Yeni Ulus gazetesinde yürüttüğü muhalefeti yumuşatmak zorunda kalmıştır. Gerekçe, Yeni Sabah gazetesi sahibi Safa Kılıçdaroğlu’na göre açıktır , şöyle der:”Dağ başında eşkiya elinde kalan insanlar gibiyiz.”
Ancak zamanla durum o noktaya gelir ki, çok partili hayata geçişte DP’yi destekleyen gazeteciler muhalefete geçerler, DP’nin sonunu hazırlanmasında büyük rol oynarlar. Baskı politikası, halkla DP arasında köprü olan basının kaybedilmesine neden olur.
İktidar gücünün sarhoş edici etkisine kavuşan her parti ve kadro, o gücü elde tutmak ister. Bunun için her yol denenir.
DP’yi baskı politikalarına iten saik de,iktidarı kaybetme ihtimalini bertaraf etmekti. Bunun için de basını ya yandaş olmaya yahut susmaya........
© Enpolitik
