SESSİZLİĞİN SESİ OLMAK
Şehrin gürültüsüyle ilgili şu fakir, yazma imkânı bulduğu her platformda yazdı, yazmaya da Allah izin verdiği sürece devam edecek. Düsturumuz: Gürültünün sesi var, sen sessizliğin sesi ol dercesine.
Sessizliğin sesi de olur mu, kim duyar, kim kulak verir bu sese demeyin. Ama bu fakirden çıkan ama bir yerlerden gelen sessiz seslenişler etkisini göstermiş ki evimizden çok rahat duyulan ezan seslerini bir süredir duyamıyoruz. Sorduk soruşturduk, dediler ki ‘desibeli gürültü kapsamında biraz kısıldı. Müftülüğümüze bir hayli şikâyet geldi’.
Demek ki şehirde gürültü anlamında desibeli en fazla olan ezan sesiymiş diyecektim ki; misafirliğe gittiğim Toki Konutları ve Genç Yapı’da ikamet eden arkadaşların orada işin bu kadarla da kalmadığını bizzat gözlemledim. “Eskiden gürültüden evin önünde, bahçede oturamazdık. Hepsinin sesi birbirine karışır, o işkence bitsin diye gece yarılarına kadar yatağımıza giremezdik ama şimdi yaklaşık her gün düğün var ama sesleri duyulmuyor.”
Şimdi bu satırları Muğla dışından okuyan okurlarımız hemen heyecanlanıp, ‘Ne güzel! Bütün şehir olarak sessiz ve huzurlu bir kent için kolları sıvadınız’ deyip acele etmesinler! Şehrin hemen her yanında gürültü, bütün pervasızlığıyla giderek artmakta. Resmi plakalı ağır vasıtaların çoğunda bile canavar dediğimiz kornalar, özellikle gençlerin kullandığı araçların çoğunda aşırı yüksek ses üreten müzik sistemleri, sayıları araç sayılarının üzerine çıkan motosikletlerde bomba seslerine benzer yüksek sesler çıkaran egzozlar, pervasızca çalınan kornalar haritada Anadolu’nun en batısında yer........
© Enpolitik
