menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suç işleyen çocuk mu, suça sürüklenen çocuk mu?

24 1
28.07.2025

Kadıköy’de paten satın almak üzere gittiği pazarda bıçaklı saldırıya uğrayan ve kaldırıldığı hastanede hastanede hayatını kaybeden Matia Ahmet Minguzzi’nin davası başladığı günden beri olaylı geçiyor. Ne acıdır ki fail de çocuk olunca, çocuk ceza adalet sisteminin işleyişi ve mevcut uygulamaların yeterliliği bugünlerde yeniden değerlendirilme konusu hâline geldi.

Toplumun geniş kesimlerinde infial yaratan bu kötü gerçeklik, Türkiye'de çocuk ceza adalet sistemin yerine yeterince oturmadığı gösteriyor. Olayın faili bir çocuk, mağduru ise yine bir çocuk. Bu iki üzücü gerçeklik; çocukları yeterince koruyamadığımızı da gösteriyor.

Çocukların yaşam hakkı, güvenliği ve ifade özgürlüğü gibi temel hakları korumaya yönelik ulusal ve uluslararası metinler var. Ancak bu metinler, çocukların yaşadığı sokaklara yeterince ulaşmıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, yıkımın en ağır yükünü taşıyan çocuklar için 1959’da Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi kabul edildi. Daha sonra 1989’da, çok daha bağlayıcı olan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme yürürlüğe girdi. Türkiye, 1995’te bu sözleşmeye taraf oldu. Yani hukuken her çocuk korunmayı hak ediyor; yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakkına sahip. Fakat sokağa indiğimizde gerçekler pek öyle demiyor.

TÜİK verileri de bunu doğruluyor. 2020 ile 2022 yılları arasında çocuk suçluluğunda yüzde 25’lik bir artış var. Suçun faili olan çocukların yanı sıra mağdur olan çocuk sayısı da ciddi bir artış gösteriyor. Aynı dönem içinde adli birimlere getirilen çocukların neredeyse @’ı yaralama, !’i hırsızlık, %8’i pasaport kanununa muhalefet, %5’i uyuşturucu ile ilgili suçlarla ilişkilendiriliyor. Bu gösteriyor ki çocukların korunmaktan ziyade hayattan savruluyor.

Artık bir gerçek var ki çocuklar da suç işliyor. Şunu........

© Elips Haber