Milyon dolarlık soru: Akıl varsa, kimde?
Artık uzun yaşayabiliyoruz, biliyoruz. Soru; sağlıklı yaşayabilir miyiz? Dünya Bankası Sağlıklı Uzun Ömür Raporu’na göre “evet mümkün”. Ama nasıl? Akılla! Rapordan benim çıkardığım tek kelime de bu!
Duanızda sanırım öncelikle sağlık diliyor olmalısınız. Sağlıklı bir kafa, “sağlık” diler çünkü. Ama o sağlıklı kafa bile klişeden kurtulamıyor. Bu cümleyi ezbere söylüyor. Sanki gökten sağlık düşecek. Sağlık için çabalamak gerekiyor. Öncelikle kendine sahip çıkmak. Bunu da yaş alınca değil, yaşamın her gününde yapmak gerek. Bu yazının en önemli cümlesi şu; çocuklarınızı doğduğu günden başlayarak sağlıklı yaşamın değerini bilmeye ve onu korumaya teşvik edin. Kendine hayrı olmayanın kimseye olmaz. Şekil A etrafa bakın, aynaya bakmak da serbest.
Demografik dönüşüm yaşıyoruz. Refah ve büyüme için ana kaldıraç, yaşam seyrinde sağlığa yatırım yaparak bulaşıcı olmayan hastalıkları önlemek, ertelemek. Böylece sağlıklı uzun yaşamı yaygınlaştırmamız mümkün.
“Sağlıklı uzun ömür”, orta ve ileri yaşlarda fiziksel, zihinsel ve sosyal işlevselliğin korunması ve ölüm öncesi kısa, ağrısız bir dönem anlamına geliyor. Bayıldım, güzel bir tanım. Olduğu gibi rapordan aldım bu yaklaşımı.
Özlük haklarınızı biliyor musunuz?
Bu arada bu yazıyı okurken “Memlekette neler oluyor sırası mı şimdi bunun?” diyorsanız, “Filler tepişirken ezilmeniz bundan olabilir mi?” diye sormak isterim. Ayrıca memlekette olan biten tam da bu, konuşulmayan asıl sorunlar, yanıtlanmayan asıl sorular. Profesyonel olarak çalışırken de hep hayret etmişimdir, çalışanın en az biliği konu özlük haklarıdır. Açıp okumaz, kulaktan dolma gider… Hakikaten de bir gün gider ya! Hayattan da böyle alıkonuluyoruz işte.
2050’de her 3 kişiden 1’i 60 yaş olacak. Bulaşıcı olmayan hastalıkların küresel ölümlerin ortalama yüzde 70’ini hatta daha fazlasını oluşturduğuna inanabiliyor musunuz? Yıllık ölüm sayısı 2023 istatistiklerine göre yaklaşık 61 milyon. 2050’de ne olacak dersiniz. 92 milyon! Düşük ve orta gelirli gruplar bunun yaklaşık 77 milyonunu kapsayacak.
Ne yapılırsa ne olur?
Dünya Bankası raporu iki net senaryo sunuyor. Hızlandırılmış performansta ülkeler, her yaş-cins grubunda akranlarının en hızlı yüzde 20’si kadar ilerlerse 2050’ye kadar kümülatif olarak 500 milyon yaşam anlamlı biçimde uzatılabiliyor. Böylece yalnız 2050’de yaklaşık 25 milyon ölüm önlenebiliyor. İkinci senaryo ise biraz daha yavaş bir ilerleme üzerinden ilerleyerek aynı sürede 8 milyon ölümü önleyebileceğimizi ifade ediyor. Detaylarıyla sizi boğmak istemem raporda uzun uzun anlatılıyor. Ben özetle gereksiz kayıp vermemek mümkün diyorum ve konunun ekonomik boyutuna da dikkat çekmek istiyorum; kayıpları önleyecek tedbirleri alırsak, 3,2 trilyon dolardan fazla ekonomik değer yaratılabileceği öngörülüyor. Ve yine rapora göre 2019’da ölümlerin yüzde 69’undan ki, yaklaşık 40 milyon kişi ediyor, kaçınılabilirdi; bunun parasal karşılığı küresel yıllık gelirin yaklaşık yüzde 23’ne denk geliyor.
“Ne........© Ekonomim
