menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Finansal yapılandırma

17 0
31.01.2025

Bülent GÖRER

Serbest Kürsü

Günümüzde işletmelerin başarısı artık yalnızca finansal performanslarıyla değil, çevresel ve sosyal etkileriyle de değerlendiriliyor. Bu dönüşüm, işletmeleri sürdürülebilirlik raporlamasına yönlendirirken, uluslararası ve yerel standartların nasıl uygulandığı büyük önem taşıyor. Türkiye’de yakın zamanda uygulamaya konulan TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları), AB’nin ESRS (Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) ile paralellik gösterse de, yerel koşullara özgü farklılıklar barındırıyor. Peki, bu iki çerçeve arasındaki temel farklar neler ve işletmeler bu süreçten nasıl faydalanabilir?

Sürdürülebilirlik raporlamasında sıkça duyduğumuz bir kavram var: Çifte önemlilik (double materiality). ESRS, çifte önemlilik yaklaşımıyla hem işletmenin finansal performansını etkileyen unsurları hem de işletmenin çevresel ve toplumsal etkilerini dikkate alıyor. Örneğin, iklim değişikliği bir şirketin operasyonel maliyetlerini artırabileceği gibi, şirketin karbon salınımı da çevre üzerindeki etkilerini belirler. Bu iki bakış açısını aynı anda değerlendirmek, işletmelere daha geniş bir perspektif sunar.

TSRS ise çifte önemliliği benimsemekle birlikte, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal dinamiklerine odaklanır. Özellikle

© Ekonomim