menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomiyi anlamak

29 0
04.07.2025

1995 yılında, yakın zamanda kaybettiğimiz çok değerli Hasan Ersel Hocamızın liderliğindeki Yapı Kredi Bankası Ekonomik Araştırmalar Bölümü’nde başlayan profesyonel ekonomistlik kariyerimi, bu sene ocak ayında, Koç Holding’in başekonomisti olarak çalıştığım 15 yılın sonunda emekli olarak sonlandırdım. Ekonomik krizlerle ve çalkantılarla dolu son 30 yılda bundan daha kötüsü olmaz dediğim her dönemeçte ne yazık ki yanıldım ve beterin beteri vardır deyiminin derin manasını tam anlamıyla idrak ettim. Bu süreçte hem özel hem de iş hayatımda çok sayıda kişinin ekonomide neler olup bittiğini anlamak için bir hayli çaba harcadığını gözlemledim. Buradan hareketle, “ekonomiyi anlamak” için samimi çaba gösteren tüm okuyuculara aklımın yettiği, dilimin döndüğü ölçüde kendimce katkıda bulunmak amacıyla haftalık yazılar yazmaya niyetledim.

Ekonomiyi anlayabilmek için öncelikle nasıl bir ekonomik sistem içerisinde olduğumuzu anlamak gerekiyor. Cumhuriyet döneminde farklı ekonomik modeller uygulayan Türkiye, 1980 yılındaki 24 Ocak kararlarıyla neo-liberal bir yaklaşımla serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda çok önemli bir adım attı. O tarihten bu yana Türkiye hem reel sektör, hem de finans sektöründe çeşitli serbestleşme adımları atarak, 2005 yılında yayımlanan Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda “işleyen piyasa ekonomisi” ünvanıyla taltif edildi. Arada yaşanan tüm krizlere rağmen, 1980 sonrasında Türkiye’nin ekonomi politikaları, özel sektöre dayalı rekabetçi serbest piyasa ekonomisi prensplerine genel anlamda bağlı kalmaya devam etti. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi........

© Ekonomim