AP seçim sonuçlarından AB’yi ve Türkiye’yi okumak
Prof. Dr. Havva Tunç
Yirmi yedi üyeli Avrupa Topluluğu'nun çoklu karmaşık yapısı ve bu yapının işleyişini düzenleyen Avrupa Parlamentosu, topluluk amaçlarının gerçekleşmesi için çoklu yetkilerle donatılmıştır. Avrupa Birliği’nde yaşanılan ekonomik ve finansal krizler, özellikle 2014'ten sonra pek çok ülkede yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve milliyetçi akımların yükseldiği bir siyasi iklim oluşturdu. 2014 Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri bu dönüşümün ilk belirtilerini verirken, 2019 ve 2024 AP seçimleri Avrupa'daki siyasi dengelerin yeniden şekillendiği kritik dönemler oldu.
22 Mayıs 2014’te sekizincisi yapılan Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarının üye ve üye olmayan ülkeler üzerindeki etkisi yanı sıra 2019 ve 2024 seçim sonuçları arasındaki farkı anlama ve anlamlandırmanın yanı sıra yenidünya düzeninde Avrupa Birliği’nin(AB) nerede olduğunu okuma, oldukça önemlidir. Ve yenidünya düzeninde Avrupa Birliği’ne tam üye olmak için bekleyen Türkiye için AP sonuçlarının ne anlama geldiğini anlamak, tekno-feodal düzende yerini tanımlamada anlamlıdır.
Bu çalışmada, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Avrupa Birliği’nin siyasi yapısına etkilerini ve Türkiye’nin AB üyelik sürecine yansımalarını incelemektedir. Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları, AB’nin siyasi yönelimlerini belirleyen önemli göstergelerdendir ve Türkiye’nin AB üyelik sürecini dolaylı olarak etkilemektedir
Günümüz küresel düzeni, giderek artan bir şekilde tekno-feodalizm olarak adlandırılan bir yapıya evrilmektedir. Bu düzen, büyük teknoloji şirketlerinin ekonomik ve politik gücünün devletlerin egemenliğini aşarak bireyler ve ulus-devletler üzerinde belirleyici bir hale gelmesiyle karakterizedir. Avrupa Birliği (AB), bu dönüşüm karşısında kendi dijital stratejilerini oluştururken, aynı zamanda Avrupa Parlamentosu seçimleri yoluyla bu sürece yön vermeye çalışmaktadır. AB’nin, veri koruma yasaları (GDPR), dijital piyasa düzenlemeleri ve rekabet politikaları aracılığıyla teknoloji devlerinin etkisini dengeleme çabası, tekno-feodal düzene karşı bir direnç oluşturma girişimi olarak değerlendirilebilir.
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Topluluğu’nu kuran Roma Anlaşmasının dördüncü maddesiyle oluşturulmuş olup her üye ülkenin parlamentosundan bağımsız, halkların doğrudan oylarıyla oluşan milletvekillerinden teşekkül etmektedir. Parlamento yasama sürecine katılmakla beraber tarım ve çevre gibi topluluk ortak politikalarında ve katılım anlaşmalarında konseye karar, yönetmelik ve direktif çıkarmalarında, danışman organ olarak görev yapmaktadır. Avrupa Parlamentosu’ndaki milletvekili sayısı başlangıçta 142 iken bugün 751’dir.
Avrupa Parlamentosu kalıcı veya geçici, genel veya özel nitelikte, komitelerden oluşmakta olup bu komitelerin görev alanları, parlamento tarafından belirlenmektedir. Yani, komiteler genel oturumlarda parlamentonun kabul edeceği kararları hazırlamaktadır. Komisyonun teklifleri üzerine, konseyin almış olduğu kararlar, ilgili komiteler tarafından incelenip, parlamentoya rapor edilmektedir.
Parlamento kendi üyeleri arasından bir başkan ve on iki başkan yardımcısı seçer. Bu üyeler "Parlamento Başkanlık Divanını" oluştururlar. Başkanlık Divanı, oturum takvimini ve parlamento bütçesini belirler. Gerektiğinde komisyon kararlarını veto etme yetkisine sahiptir. Keza, bütçe üzerinde de önemli yetkiye sahiptir. AP seçimleri beş yılda bir yapılmakta olup ilk AP seçimi 1979’da yapılmış olup 2014 seçimleri parlamento seçimlerinin sekizincisi, 2019 dokuzuncusu 2024 ise onuncusudur. 2014 seçim sonuçlarında, Avrupa Birliği tarihinde ilk defa muhafazakâr sağ, Avrupa Parlamentosu’nda ezici çoğunluk elde etmiş olup grup kurma girişiminde bulunmuş ancak başarısız olunmuştur. Bu durum önemli olup hem içerik hem de yapılanma anlamında tarihi nitelik taşımaktadır.
Avrupa Parlamentosu’nun karmaşık ve hantal işleyişi nedeniyle büyük gruplar arasında ittifak ve dengenin sağlanması kolay olmamakla beraber bu durum olumsuz olarak değerlendirilmemelidir. Tam tersine bu seçim sonrasında Avrupa Birliği’nin güçlenerek çıktığı bile söylenebilir. Zira 2014 seçim sonuçları, Avrupa Parlamentosu’nda gerek grup kurma gerek partiler arası işbirliğinin sağlanmasının kolay olmadığı ve sistemin işleyişinin önemi ve ciddiyeti bir kez daha belirlenmiş oldu.
Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluk, merkez sağ ve........
© Ekonomim
