menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yasal zorunluluklar nedeniyle ödenen giderlerde tahakkuk zamanı

15 0
03.09.2025

Ticari kazancın tespitinde tahakkuk ve dönemsellik esasları geçerli. Bir giderin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için mahiyet ve tutar itibariyle kesinleşmiş olması yeterli. İstisnaları dışında, fiilen ödenmesi gerekmiyor. Dönemsellik ilkesi ise gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasını öngörüyor.

Gider yazma zamanı öteden beri çokça tartışılan bir konu. Birçok giderin gider yazma zamanı açık değil. Tartışmalar esas olarak, bazı giderlerde ödeme yapılmasının gider yazma açısından önemli olup olmadığı ve tahakkukun ne zaman gerçekleştiği noktalarında toplanıyor.

Bu köşede yayınlanan 27 Kasım 2024 tarihli makalede, çeşitli giderlerin gider yazma zamanına ilişkin, seçilmiş bazı özelgeler ve yargı kararları üzerinden, İdarenin ve yargı organlarının konuyla ilgili bakış açısını yansıtmıştım.

Bugün aynı konuya, daha sınırlı bazı giderlerle devam edeceğim. Bugünün konusu, ağırlıklı olarak yasal zorunluluklar nedeniyle ödenen, birçoğunun kapanan yıla veya aya ilişkin hasılat, üretim miktarı veya kâr gibi unsurlar üzerinden hesaplanıp izleyen dönemde ödenen bazı giderlerin kurum kazancının tespitinde ne zaman dikkate alınacağı.

Yasal zorunluluklar nedeniyle yapılan bazı ödemeler

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) no.lu bendinde, gelirin elde edilmesi ve devam ettirilmesi için yapılan harcamaların gider kaydedileceği hükmü yer alıyor.

Bir faaliyetin yapılması için vergi kanunları dışındaki kanunlar bazı ödemelerin yapılmasını zorunlu kılmışsa, bu ödemeler, gelirin elde edilmesi ve devam ettirilmesi için zorunlu giderlerdendir ve başka bir yasal düzenlemeyle yasaklanmadığı hallerde, bu kapsamda gider kaydedilir.

Bu kategoriye girebilecek birkaç örnek vermek gerekirse, şunlar söylenebilir.

- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’na göre, kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen ticari bilanço kârı üzerinden hesaplanan ve haziran ve ekim aylarında iki taksitte ödenen munzam aidat.

- Maden Kanunu gereği, bir önceki yıl faaliyetlerine ilişkin olarak her yıl nisan ayı sonuna kadar verilen bilgi formları üzerinden hesaplanan ve haziran ayı sonuna kadar ödenen Devlet hakkı.

- Petrol Kanunu gereği, üretilen petrol üzerinden hesaplanan ve üretimin yapıldığı ayı izleyen ay içinde beyan edilerek tahakkuk ettirilen ve ödenen Devlet hissesi.

- Elektrik Piyasası Kanunu gereği, üretilen enerjiden yola çıkılmak suretiyle DSİ tarafından yıllık olarak hesaplanan ve izleyen yıl ödenen hidroelektrik kaynak katkı payı.

- Çevre Kanunu gereği, izleyen ayda beyan edilerek tahakkuk ettirilen ve ödenen geri kazanım katılım payı.

- Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanunu’na göre, önceki yıl bilançosuna göre safi kâr üzerinden hesaplanan ve ödenen aidat.

Tahakkuk tanımı

Makalenin başında da ifade ettim, ticari kazancın tespitinde tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri geçerli. Dönemsellik çok tartışılan bir konu değil ama tahakkuk kavramı tartışmaya çok açık bir konu.

Vergi kanunlarımızda açık bir tahakkuk tanımı bulunmamakla beraber tahakkuk,........

© Ekonomim