Psikoloji, ekonomi, finans ilişkisi (1) | para meselesi
Psikoloji ve ekonomi ilişkisi davranışsal finans alanında Daniel Kahneman’ın uzun yıllar ABD’de Princeton Üniversitesi’ndeki çalışmaları neticesinde 2002 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’nü almasıyla dünya çapında büyük bir ilgi görerek anlaşılmıştır. Nofsinger, “Yatırım Psikolojisi” adlı eserinde ABD’de 2008 yılında yaşanan ve etkileriyle tüm dünya piyasalarını çok ciddi bir şekilde etkileyen finansal krizi böyle özetlemektedir: “Yatırımcılar piyasanın neden dip yaptığını bilmiyorlar ama yüzde 50’den fazla kayıp olduğunu biliyorlar.”
Gerçekten de ortada sayısal olarak ölçülebilen bir kayıp vardır, ancak asıl önemli olan bunun nedenini bilmektir. Peki, bu nedeni sayısal olarak ölçmek mümkün müdür? Yoksa piyasalar geleneksel teorilerin cevap veremediği bir nedenle mi karşı karşıya kalmışlardır? Kavramsal olarak literatürde kendisine yer bulması çok erken olmasa da davranışsal finansın insanların yatırım ve tüketim faaliyetlerinin başladığı zamandan bu yana bilinç dışımızda var olduğunu söylemek pek de yanlış bir düşünce olmaz.
Özellikle 1990’larda davranışsal finans ve davranışsal ekonomi olarak bilinen yeni bir alan birçok akademik dergide, iş hayatı yayınlarında ve hatta yerel gazetelerde ortaya çıkmaya başlamıştır. Davranışsal finansın temellerini esasında 150 yıllık geçmişte bulmak mümkündür. 1800’lerde ve 1900’lerin başlarında konu ile ilgili yazılmış bir kaç kitabın davranışsal finansın başlangıcı olduğu kabul edilmektedir.
Örneğin MacKay, ilk baskısını 1841’de yaptığı “Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kitlelerin Çılgınlığı” adlı çalışmasında, tarih boyunca yaşanan panikleri ve finansal entrikaları kronolojik bir zaman çizelgesinde sunduğunu görüyoruz. Bu çalışma günümüz finansal piyasalarında kitle davranışlarının halen geçerliliğini göstermektedir. Selden’in 1912’de yayınladığı “Borsanın Psikolojisi” adlı eseri de sosyolojinin........
© Ekonomim
