menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tedarik zincirini yönetmek

15 0
07.07.2025

Dünya yeni siyasi haritaları ile uyumlu bir tedarik zinciri oluşturmaya çalışırken DHL, mikro düzeyde insan-robot işbirliğinin başarılı örmeklerini oluşturuyor.

İngiltere’de Silverstone pistinde 4 Temmuz 2025’teki sıralama turlarını izlediğim nokta, her açıdan müthiş bir deneyim sağladı. Güneşin altında F1 ve F3 otomobillerinin performansını takip edebilme çabası, güneşten yandığını anlamamaya neden oluyor. Kişisel olarak beni en fazla etkileyen bu boyut, ilgililik analizinde konumuz ile ilgi açısından en düşük düzeyde öneme sahip. Bulunduğumuz nokta, ilk olarak ziyaret ettiğimiz Paddock bölgesinin aksine genel izleyiciye açık olan numarasız bir tribündü. Halk plajı gibi düşünebilirsiniz. Pistin ucundaki sert ve zikzaklı bir viraj dizisine hakim noktada olmamız, araçların fren ve hızlanma performanslarını görmek için mükemmel bir olanak sağlıyordu. Yarışın hedefi, en iyi araç, pilot ve takım yönetimi performansı ile bütün turların sonunda birinci sırada gelmekken sıralama turlarında farklı bir dinamik söz konusu. Pilotlar kimi zaman yavaşlayıp en iyi tur derecesini elde etmek için önlerinde yer açmak üzere yavaşlayıp birbirlerine yol verebiliyor. Böylece önünü açan pilot, sıralamada ilk sırada olmasa da biraz daha yukarıda yer almasını sağlayacak o “daha iyi” tur zamanını sağlama konusunda bir avantaj sağlamayı seçiyor.

Pistte bu heyecan yaşanırken ve pilotlar ismen tanınırken, pist ile aramızdaki servis yolundan personel ya da izleyici taşıyan –İniltere’nin ve özellikle Londra’nın simgesi- iki katlı kırmızı otobüsler, taksiler, lüks spor otomobiller, daha sıradan otomobiller geçiyordu. Bunların arasında sabit hızla gitmeleri ile dikkat çeken konvoylar yer alıyordu. Bir ATV’nin (all terrain vehicle) çektiği TIR benzeri yapılardan oluşan bir konvoy düşünün. İşte o tam önümüzden defalarca geçti. ATV’nin önünde yarış otomobillerinin ön kanatlarının yerleştirildiği bir birim, arkasında ise lastikler, pit ekibi, “Brake” tabelası ve krikoların yerleştirildiği diğer birkaç paletten oluşan bir yapı yer alıyordu. F1 ısınma turları ile F3 sıralama turları ve en sonunda da F1 sıralama turları aynı pist üzerinde yapılırken takımların kullandığı ve kullanacağı lastikler ile diğer ekipmanlar depo ile pit arasında gidip geliyordu. Bu, yarış kadar heyecanlı olmasa da yarışın gerçekleşebilmesi için zorunlu olan bir operasyondu. Lastikler yerinde olmazsa yarış otomobillerinin yarışması mümkün değildi.

Bu hikâyeyi DHL Supply Chain’in yaptığı işi anlatabilmek için oluşturdum. Tedarik zinciri yönetimi, yarış kadar hızlı olmasa da yokluğu yarışın yapılamamasına neden olabilecek kadar önemli bir alan. Yarış pistinde olası bir kaza ya da pist üzerinde beklenmedik bir durum satı ya da kırmızı bayrakların –bizim bulunduğumuz noktada LED göstergelerle uyarılar iletiliyordu- çekilmesine neden olurken Silverstone’da Padock Club ve diğer kurulumların yapılabilmesinin önündeki sarı bayrak, her TIR’ın altı saat kaybetmesine neden olan Birleşik Krallık gümrüğü oluyordu. DHL’in taşıdıkları arasında Paddock Club’ın yapı malzemelerinden çatal bıçağına kadar her şey, yarış otomobillerinin parçaları, lastikler diye uzanan bir liste bulunuyordu. Pist emniyet aracı ve diğer görevli araçların da parçalanmadan taşınması gerekiyordu. İki haftada bir yapılan yarışlar için sökme, yükleme, taşıma, indirme ve kurma işleminin yapılması için kullanılabilecek sürenin de sınırlı olduğunu yazmama gerek yok. Bunun sağlanması için, doğru rota planlamadan olağanüstü bir durum karşısında dinamik alternatif yaratmaya kadar birçok çözüm üretme gücüne sahip olmak gerekiyor. Bunların yapılabilmesi içinse, telekomünikasyon........

© Ekonomim