İş modelini kaybedecek yöreler, ilçeler, şehirler değil ülkeler var
Dünya alıştığımız gibi bir dünya olmaktan bir günde çıkmayacak ama etki, yalnızca ekonomide değil mesela dış politika ve güvenlik politikaları açısından da şimdiden yanı başımızda.
Bugünlerde bana “tek bir kelimeyle Türkiye’yi tanımla” deseler “endişe” derdim. “Peki, iki kelimeyle” deseler, “Gelecek endişesi” diye eklerdim. Türkler bu ara doğrusu son derece endişeliler. Kendilerinin, çocuklarının, yörelerinin, ilçelerinin, illerinin geleceğinden endişeliler. Ama doğrusu ya, bu endişenin hala siyasette bir karşılığı yok.
Her yörenin derdi farklı, ama endişe baki. Bu aralar, neredeyse her hafta, bir yöreden dert dinliyorum. Herkes bir çıkış yolu arıyor. Türkiye’nin önünü görmeye ihtiyacı var. Ama siyasetin gündemi milletin endişesi değil, kişisel ikbal. Nasıl bir daha aday olurum? Yeniden seçilebilmeme nasıl bir seçim sistemi değişikliği yardımcı olur? Temel sorular bunlar.
Ortada bir nevi iletişim kopukluğu var. Dertler farklı. Hedefler birbirleriyle uyumlu değil. Kömür bölgelerinden gelenler, kömürden sonra hayat nasıl olur derdinde. Gençler hayatlarımızın organizasyon biçimi alt üst olurken sağlam bir gelir akımına nasıl sahip olabileceklerinin derdinde. Turizm bölgeleri, iklim değişikliği ile artan orman yangınlarının olumsuz etkilerinin nasıl yönetileceği endişesinde. İklim değişikliği ile şekillenen yeni dünyaya intibak endişesi bu aslında.
Bugün gelin iklim değişikliği hayatlarımızı nasıl etkiliyor diye bir bakalım. İklim değişikliği deyince size sanki daha vakit var gibi geliyor olabilir ama yok. İklim değişikliğinin olası etkileri şimdiden alınan kararları etkiliyor. Bir an önce konuya odaklamakta ve bir strateji düşünmeye başlamakta fayda var. Üstelik meselenin yalnızca teknik değil, iletişim boyutunu da unutmamak gerekiyor. Toplumun kaygılarını doğru kanallarla duyurmak, ortak bir gelecek dili kurmak ve karar alıcıları bu yönde harekete geçirmek için güçlü bir iklim değişikliği iletişimi de şart.
“İklim değişikliği bugünden hayatlarımızı nasıl etkiliyor?” sorusu ile başlayayım. Doğrusu ben iki temel kanal görüyorum. Doğrudan etki, iklim değişikliği ile yörelerin, ilçelerin, şehirlerin ve ülkelerin iş modellerini kaybetmesi ile ortaya çıkacak. İş modelinin tehlikede olduğunu gören, şimdiden gelecek için adımlar atmaya başlıyor. Kömürden sonra hayatı düşünmeye başlıyorlar.
Dolaylı etki ise iş modelini kaybeden yerlerde yaşayan insanların iklim değişikliğine verdiği tepkilerden kaynaklanacak. Kimi göç etmeye başlayacak mesela. Ama bizim buraya gelmesin derseniz bugünden bir strateji lazım.
Ne oluyor? Tamam, dünya bir günde alıştığımız dünya olmaktan çıkmayacak. Ancak iklim değişikliğinin iktisadi etkileri bugünden belirginleşiyor. Öyle uzun zaman gerekmeyecek. Banka bilançolarına etki hemen ortada. İklim değişikliğinin doğrudan ya da dolaylı etkileri şimdiden yatırım kararlarını etkiliyor aslında.
Geleceği arafta bir kömür........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein