menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Marsiglio dei Mainardini ve sekülerizmin İtalyan şafağı

18 0
22.07.2025

Ephraim Emerton’un küçük kitabı 1920 yılında basıldığında ABD’de dar bir siyaset bilimci grubu dışında Marsilio da Padova –Marsiglio, Marsilius- ismini duymuş olan eğitimli bir insan bulmak hayli güçmüş. Gerçekten de Machiavelli ismi çok bilinir ama Marsilio hâlâ fazla tanınmıyor. Üstelik Dante’nin bile siyasi düşünür yönü biraz karanlıkta kalmış gibi görünüyor. Şairliğinin öne çıkarılması ve hem siyasi düşünür tarafının hem de teolojiyle ilişkisinin –sonuçta siyasal teoloji söz konusu- arka plana itilmiş olması zamanında Dante’yi kilisenin gazabından korumayı amaçlamış olabilir. Öte yandan Machiavelli isminin fazlasıyla biliniyor olması –klasik “Machiavelli Makyavelist miydi?” konusunu gayet sıradan olduğu için geçiyoruz- Il Principe ve Discorsi’nin entelektüel kamuoyu tarafından iyi incelenmiş olduğu anlamına gelmiyor. Emerton’un kitabının giriş sayfasındaki ‘Tommaso d’Aquino biten bir dönemin son ‘derleyicisiydi’ (Summarist), buna karşın Dante bir geçiş uğrağı, Marsilio ise yeni dönemin habercisiydi’ mealindeki genel yorum cümlesini kabul ediyorum; fakat yetersiz buluyorum. Sadece Aquinas’ın en önemli eserinin adı Summa Theologiæ olduğu için değil, kendisini dönemin bütün teolojisinin/siyasal teolojisinin derleyicisi, toplamını yorumlayarak dile getiren kişi olarak gördüğü için de Aquinas’a Summarist deniyor. “Aklın birliğinin” teorisyeni de diyebiliriz.

13. Yüzyıl sonu-14. Yüzyıl başı papalık-imparatorluk mücadelesinin oluşturduğu politik bağlamı –bu bağlamda en önemli gelişme papalığın 1309’da Roma’dan Avignon’a taşınması ve 1377’de tekrar Roma’ya dönene kadar Fransız nüfuzuna girmesiydi; hem simgesel hem fiili olarak- çok kritikti. Yine de politik bağlamı İtalyan siyasi düşüncesinin siyasal teolojiden adım adım çıkışında öne sürülen tezleri ve bu tezlerin işleniş biçimini, yani entelektüel üretimin içeriğini belirleyen tek faktör olarak görmemek lazım. Özgün bir siyasal düşünür olan Dante’yi özellikle Floransa siyaseti, dolayısıyla Guelfi-Ghibellini bağlamında değerlendirmeyi ve seküler otoriteye olan desteğini papalığa karşı Floransa’yı koruyacak bir güç arayışında olmasıyla açıklamak fazla basit olabilir. Guelfi-Ghibellini ayrımı 12. ve 13. Yüzyılların Alman ve İtalyan politikasında Papalık ve Kutsal Roma Cermen imparatorunu tutan fraksiyonlar arasındaki ayrımdır. Orijininde iki Alman imparatorluk hanedanının rekabetidir ancak zamanla İtalyan şehir devletlerinin imparatorlarla papalar arasında otonomi sağlama çabalarının zeminini oluşturmuştur. Dante Beyaz ve siyah Guelfi arasında –papalık taraftarı olup da papaların dünyevi alana o kadar da fazla müdahale etmemesi gerektiğini savunan Guelfi –Guelfi bianchi- “beyaz “tarafta” yer alan bir ailenin çocuğudur. Daha katı Papa taraftarları –Guelfi neri- “siyahlardır”.

Padovalı Marsilius’un yazdığı Defensor........

© Ekonomim