Türkiye’den adil ve kapsayıcı bir COP31 vizyonu
COP30’un umut veren işbirliği mesajı ile Türkiye’nin COP31 başkanlığı arasında doğal bir geçiş olduğunu söylemek yanlış olmaz. BM İklim Şefi Stiell’in sözleriyle şekillenen “dayanışma ve sağduyu” vizyonu, Türkiye’nin sunduğu “kuzey-güney köprüsü” yaklaşımıyla birleştiğinde, COP31’in yalnızca yeni bir zirve değil, yeni bir küresel iklim dönemi olabileceği yorumları güçleniyor.
Bir COP daha geride kaldı… BM İklim Değişikliği İcra Direktörü Simon Stiell, Belém’de yapılan COP30 kapanış oturumundaki konuşmasında, “Bu COP’un fırtınalı bir siyasi atmosferde gerçekleşeceğini biliyorduk. İnkâr, kutuplaşma ve jeopolitik gerilimler, bu yıl uluslararası işbirliğine ciddi darbeler indirdi” sözleri ile dünyanın içinden geçtiği zorlu siyasi atmosferi açık bir dille özetledi. Ancak Stiell’in bu sözleri umutlu bir kararlığı yansıtır nitelikteydi: “Ama dostlarım… COP30, iklim işbirliğinin hala canlı ve güçlü olduğunu gösterdi; insanlığı yaşanabilir bir gezegen için mücadelede tutuyor ve 1,5 derece hedefini ulaşılabilir kılma kararlılığını koruyor. İklim mücadelesini kazandığımızı söylemiyorum. Ama bu mücadelede hala var olduğumuz inkâr edilemez. Belém’de ülkeler dayanışmayı, bilimi ve ekonomik sağduyuyu seçti.”
COP30’un en kritik siyasi çıktılarından biri, uzun süredir devam eden Türkiye - Avustralya rekabetinin uzlaşmayla sonuçlanması ve COP31 ev sahipliği ve başkanlığının Türkiye’ye verilmesi oldu. Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapacak olması, sadece bir diplomatik başarı değil, aynı zamanda küresel iklim yönetişiminde merkezi bir rol üstleneceğinin işareti olarak görülüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye’nin müzakere masasına yeni bir yaklaşım getireceğini vurguluyor: “Türkiye, dünya barışına ve karşı karşıya olduğumuz pek çok küresel sorunun çözümüne önemli katkılar sağlamıştır. İnsanlığın geleceği için verdiğimiz bu katkıları, COP31 başkanlığı dönemimizde de kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) en üst karar organı olan Tarafl ar Konferansı’nın başkanlığını ve ev sahipliğini üstleniyoruz. Türkiye olarak yalnızca kendi bölgemize değil, özellikle Pasifik ve Afrika gibi kırılgan bölgelere odaklanan; kuzey ile güneyi birbirine bağlayan, adil ve dengeli bir Tarafl ar Konferansı düzenlemeyi taahhüt ediyoruz.
Kurum, bu yeni ivmeyi şu sözlerle özetliyor: “Merhamet ve sorumluluk bilinciyle yürütülen iklim ve çevre politikaları; 2053 net sıfır hedefiyle uyumlu somut adımlar; bölgesel değil küresel etkiyi önceleyen bir yaklaşım; Avustralya ile birlikte kimseyi geride bırakmayan, kapsayıcı, katılımcı ve şeff af bir müzakere süreci.”
COP30’un umut veren işbirliği mesajı ile Türkiye’nin COP31 başkanlığı arasında doğal bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein