Saat gibi işleyen şehir
Cenevre, sürdürülebilir turizmi tıpkı saatçilik gibi “zamana saygı” üzerine kuruyor. Bu yaklaşım, tıpkı bir saatin mekanizması gibi, her dişlinin birbirine uyumla çalıştığı bir sistem kurmayı amaçlıyor.
Cenevre, yüzyıllardır saat yapımının merkezi olarak anılıyor. Ancak bu miras, geçmişe sıkışıp kalmış bir nostalji değil; yaşayan, dönüşen bir kültür. Cenevre Turizm ve Kongre Vakfı Genel Direktörü Adrien Genier, bu zanaatın yalnızca bir üretim biçimi değil, “yaşayan bir sanat” olduğunun altını çiziyor: “Saatçilik burada bir endüstriden öte, hassasiyetin ve mükemmelliğin sembolü olan bir yaşam biçimi. Geleneksel ustalar, yüzyıllardır süregelen teknikleri uygulamayı sürdürüyor. Ancak aynı zamanda çağdaş tasarımcılar ve yenilikçilerle iş birliği yaparak sürdürülebilirliği de işin özüne katıyorlar.”
Bu denge, her yıl düzenlenen Grand Prix d’Horlogerie de Genève (GPHG) gibi etkinliklerle görünür hale geliyor. Dünyanın en iyi saatlerinin yarıştığı bu platform, el işçiliğiyle teknolojinin, estetikle sorumluluğun buluştuğu bir sahne. Genier’e göre Cenevre’de lüks artık yalnızca gösterişli bir kavram değil; bilinçli, sorumlu ve zamanla uyumlu bir anlayış.
Saatçilik, Cenevre’nin kimliğini ve ekonomisini şekillendiren en güçlü unsurlardan biri. Ancak bu etki, yalnızca saat endüstrisiyle sınırlı değil. “Saatçilik Cenevre’nin ekonomisini ve değerlerini yüzyıllardır şekillendirdi,” diyor Genier. “Bu gelenek, hassasiyet, mükemmellik ve ustalığı bir yaşam felsefesine dönüştürdü. Bugün bu anlayış gastronomiden tasarıma, CERN gibi bilim kurumlarına kadar kentin tüm üretim alanlarında hissediliyor.”
Ziyaretçiler de........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d