Kamu borçlarında tecil uygulaması
Kamu borçlusunun borcunu vadesinde ödemesi yahut malvarlığına haciz tatbiki veya hacizli mallarının paraya çevrilmesi, onu zor durumda bırakabilir, faaliyetini sürdüremez ve borçlarını ödeyemez hale getirebilir. Özellikle iyi niyetli borçluların kamu borcunu ödeme yeteneğinin muhafazası, mükellefiyetinin devamının sağlanması önemlidir. (Zaten ve özellikle vergi, kümesteki kazı öldürmeyi değil, yolmayı amaçlar.) Bu amaçla kanun koyucu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. Maddesinde “tecil” müessesesini düzenlemiştir. Tecil müessesinin amacı, borçluların borçlarını ödemelerinde kolaylık sağlanması, idarenin de belli esneklik içerisinde alacaklarına kavuşmasını temindir.
Anılan maddeye göre; “Kamu borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı kamu idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; kamu alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir.
Görüldüğü gibi maddede tecil için, “çok zor durum”, “yazılı talep” ve “teminat gösterme” koşulları birlikte aranmıştır.
Tecil talebini kabul edip etmemek, tecil süresini ve ödeme vadeleri belirlemek konusunda tecil makamı yetkilidir ve bu konuda takdir hakkına sahiptir.
Gelir İdaresi uygulamasında, tecil makamlarınca standart uygulamayı sağlama amacıyla, tecil başvurusu yapılabilecek ve yapılamayacak kamu alacakları belirlemesi yapılmıştır. Bu belirlemeye göre; gelir ve kurumlar vergisi, katma değer vergisi, muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden doğan vergi borçları, motorlu taşıtlar vergisi, trafik idari para cezaları, yüksek öğrenim kredi........
© Ekonomim
