menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay zekâ, teknik değil siyasal bir meseledir

11 2
23.07.2025

Yapay zekâyı konuşuyoruz. Moda olduğu için değil. Rekabet gücü, liderlik, etik ve sürdürülebilirlik gibi kavramları yeniden tanımladığı için. Geçici bir teknoloji dalgası değil; çalışma hayatından karar alma süreçlerine, ahlaktan kimliğe kadar her şeyi yeniden biçimlendiren tarihsel bir kırılma potansiyeline sahip olduğu için…

AI Now Institute’un “Artificial Power” başlıklı 2025 raporu bu konuda çok daha net bir iddiayı ortaya koyuyor: “Yapay zekâ, teknik değil siyasal bir meseledir.”

Raporda sert uyarılar var. Temel mesajı ise şu: “Bugün karşımızda duran şey, insanlığa hizmet etmek üzere tasarlanmış bir inovasyon değil; birkaç dev teknoloji şirketinin ülkeleri, ekonomilerini, kamu kurumlarını ve nihayet toplumsal tahayyülümüzü şekillendirme iddiasıdır.”

Tekno-tekellerin anatomisi

Yapay zekâ, teknoloji devlerinde (Microsoft, Amazon, Google, Meta, OpenAI, Anthropic) yoğunlaşan bir iktidar mimarisine dönüşmüş durumda. Yeni şirketlerin bu alana giriş yaptığı söylense de hepsi altyapı ve veri açısından yine bu devlere bağımlı. Çin yarışın içinde, Avrupa çok geride. Gelişmekte olan ülkelerse sadece izleyici…

Özellikle ChatGPT’nin yükselişiyle kamuoyunda “teknolojik sıçrama” algısı oluştu. Ancak rapor, bu sıçramanın yeni bir paradigma doğurmadığını, aksine eski güç dengelerini daha da derinleştirdiğini savunuyor. Büyük veri, hesaplama gücü ve sermaye gibi kaynaklar hâlâ aynı birkaç oyuncunun elinde. “Ne kadar büyük, o kadar iyi” mantığı ise bu tekelleşmeyi meşrulaştıran teknik bir kılıfa dönüşmüş durumda.

Sıçrama mı, durgunluk çağı mı?

Teknolojinin, bazı sert sorunlarla mücadelede (örneğin iklim krizi) güçlü bir araç olabileceğini inananlardanım. Pek çok iyi girişimi de görüyoruz.

Ama işin........

© Ekonomim