Veri etiği yoksa, sürdürülebilirlik yalan olur
Veri, kurumsal dünyanın beyni haline gelmiş durumda. Sürdürülebilirlik gündemi de bunun dışında değil. ESG skorları, karbon hesaplamaları, tedarik zinciri analizleri, yeşil finans kriterleri…Hepsi algoritmaların işlediği devasa veri kümelerine dayanıyor.
Ama burada sessizce büyüyen bir risk var: Veri etiği konusu. Verinin kendisi adil mi? Hesap verebilir mi? Tarafsız mı?
Çünkü, veriyi işleyen sistemler, aslında düşündüğümüz kadar nötr değil. Algoritmaları eğiten veri kümeleri, geçmişten taşınan önyargılarla dolu.
Cathy O'Neil’in dediği gibi: “Algoritmalar, geçmişin hatalarını gelecek için otomatikleştiren matematiksel kurgulardır.”
ESG skorları ne kadar güvenilir?
Bugün, küresel düzlemde yaklaşık 40 trilyon dolarlık finansal varlık, ESG kriterlerine göre yönetiliyor. Ancak ilginç bir şekilde, aynı şirket için farklı ESG veri sağlayıcıları yüzde 50’ye varan farklılıkla puanlama yapabiliyor.
MIT Sloan’ın araştırması da bu sorunu gözler önüne seriyor. ESG veri sağlayıcıları arasında tam anlamıyla bir "standartsızlık krizi" var. Londra Borsası'nın 2024 raporu, yatırımcıların yüzde 70'inin ESG verilerinin kalitesiz ve karşılaştırılamaz olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor.
Bu kadar kritik finansal kararların alındığı sistemlerde bile verinin kalitesi sorgulanıyorsa, ortada ciddi bir problem var demektir. Bu tablo, ESG’yi “sürdürülebilirlik çıpası” olmaktan çıkarıp, meşruiyet krizi yaşayan bir yapı haline sokuyor.
Kurumsal dünyada bugün ESG’ye karşı........
© Ekonomim
