Madencilik, doğa, çevre, orman tarım: Siyaset üstü bir dengeyi kurmak zorundayız
Prof. Dr. Ali Kahriman
İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi
Dünya nüfusu hızla artıyor, enerji talebi büyüyor ve teknolojik dönüşüm, yer altı kaynaklarına olan bağımlılığı her geçen gün daha da artırıyor. Madencilik sektörü bu gerçeğin tam merkezinde duruyor. Bir ülkenin kalkınma stratejisinin en önemli yapıtaşlarından biri olan madencilik hem ekonomik hem sosyal hem de çevresel sorumluluk gerektiren bir alandır.
Türkiye bugünlerde Meclis’te görüşülen yeni bir madencilik yasa tasarısıyla bu karmaşık dengeyi yeniden tanımlamanın eşiğinde. Ama mesele yalnızca mevzuat satırlarında kalmamalı; daha derin bir kavrayış, daha dürüst bir tartışma ve daha bilimsel bir yaklaşım gerektiriyor.
Madencilik: Üretim Zorunluluğu ve Sorumluluk
Madencilik yalnızca taş-toprak çıkarmak değil; enerji üretiminden sanayiye, ulaşımdan inşaata, istihdamdan ihracata kadar tüm alanlarda temel bir girdi kaynağıdır. Günümüz dünyasında madenciliğin ulusal ekonomilere katkısı, doğrudan yabancı yatırımlardan devlet gelirlerine, ihracattan uzun vadeli istihdama kadar çok boyutludur.
Örneğin çoğu düşük veya orta gelirli ülkede madenciliğin doğrudan yabancı yatırımlar içindeki payı P’ye yaklaşır. Bu sektör, uzun vadeli (50-100 yıl) işletme ömrüyle yerel istihdamda da yüksek çarpan etkisine sahiptir. Bir madende çalışan bir kişi, dolaylı olarak lojistikten imalata başka sektörlerde üç-dört kişilik istihdam yaratır.
Türkiye’de de madencilik sektörü milli gelire doğrudan %2-5 arasında katkı sağlar. Bu oran kulağa küçük gelebilir; fakat bunun finansman, istihdam, ihracat ve bölgesel kalkınma üzerindeki etkisi çok daha büyüktür.
Ancak madencilik yalnızca nimetler sunmaz. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik toprak kirliliği, habitat kaybı, sosyal gerilimler gibi riskleri de barındırır. İşte asıl mesele, bu oksimoronu – yani üretmek ama doğaya zarar vermemek – yönetebilmektir.
Popülist Sloganlar Yerine Bilimsel Yaklaşım
Ne yazık ki bizde çevre hassasiyeti çoğu zaman popülist bir sloganlaşmaya dönüşüyor. “Madene hayır” demek kolay, ama ülkenin enerji ihtiyacını, sanayisini, inşaatını nasıl karşılayacağız? İnsanlığın........
© Ekonomim
