Ekonomi yönetimine açık çağrı...
✓ Enflasyonun ekonomik gerekçelere dayanan bir dizi nedeni var elbette. Ancak beklenti etkisi de hiç göz ardı edilemez.
✓ Vatandaş açıklanan oranlara inanmıyor, bunda da haksız değil. Ancak vatandaşı doğru ve şeffaf bir şekilde bilgilendirmeye çalışan da yok.
Konu enflasyon ve TÜİK. Peki çağrı kime mi? TÜİK’e olmadığı açık, çünkü TÜİK’in kendi başına bir inisiyatif alacağını, alabileceğini beklemiyorum. Bu çağrıyı TÜİK’in ilişkili bakanlığı olan Hazine ve Maliye Bakanlığı dikkate alır mı, bilemem. Ya da temel görevi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası bir şekilde konuya müdahil olur mu, onu da bilemem.
Enflasyonu besleyen bir dizi ekonomik gerekçe var tabii ki. Ama enflasyonun bir de psikolojik ve beklenti yönü var.
Enflasyonun gerçekte açıklanandan yüksek olduğu ve gelecekte de bu durumun süreceği yönündeki tahminden söz ediyorum. Toplumun çok büyük bir kesimi, neredeyse tamamı açıklanan oranın gerçeği yansıtmadığını düşünüyor ve yakın gelecekte de enflasyonun düşeceğine inanmıyor. Merkez Bankası’nın sektörel enflasyon tahminleri ortada. Seksen-yüz kişiden oluşan piyasa katılımcıları dışında enflasyonun öngörülen düzeye ineceğini düşünen var mı?
Bir gazeteci olarak benim işim eksiklikleri, yanlışları ortaya koymak. Ama zaman zaman “Hiç çare önermiyorsun” diyenler çıkıyor.
Peki buyurun bu da enflasyona karşı önerdiğim çarelerden biri... Hem de yapması çok kolay. Bugün karar alınsın, yarın uygulanır, o kadar kolay.
Bu söylediğim karşılık bulsa ve yapılsa bile tabii ki tek başına enflasyon sorununu ortadan kaldırmaz ama bir nebze olsun katkı sağlar.
Kaldı ki bu önerimi ilk kez dile getiriyor da değilim. Daha önce de gündeme getirdim. Karşılık bulmadı bu önerim. Bu kez bulur mu bilmem; zaman gösterecek.
Varsayalım TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı kesinlikle doğru; tüm fiyatlar eksiksiz toplanıyor ve hesaplama eksiksiz yapılıyor.
Ama küçük(!) bir sorunumuz var.
Vatandaş bu oranlara inanmıyor ki.
“İnanmazsa inanmasın” denilebilir mi?
Denilebilir de vatandaşın önemli bir kısmı aynı zamanda fiyat belirleme gücüne sahip.
İşte onlar “Madem fiyatlar 3 artmış gibi açıklanıyor ama aslında artış 5” diye düşünüyorsa bu sefer fiyat belirlerken ona göre davranıyor. Yani proaktif bir şekilde hareket ediyor. Haksız oldukları söylenebilir mi?
Toplumda herkesin fiyat belirleme gücü yok; ücretli çalışanların ve emeklilerin tümü bu durumda.
Fiyat artışının aslında açıklanandan daha yüksek olduğu kanısı öyle bir yerleşti ki hiçbir gerekçesi olmaksızın yapılan zamlar bile normal görülmeye başlandı. Özel sektörün yaptığı zamların bir kısmının izahı var elbette ama bazı zamlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Ancak vatandaş ne diyor:
“Ne yapsınlar, her şeye zam geliyor,........© Ekonomim
