Okullar, üniversiteler, MEB, YÖK, ÖSYM, TBMM Milli Eğitim Komisyonu, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu ve daha pek çok oluşumun var oluş nedeni öğrencilerdir. Öğrenci yoksa gerisi teferruattır. Peki onlar öğrenciye ne kadar sahip çıkıyor?

Eğitimde yaşanan her sıkıntıların faturası her defasında öğrenciye çıkartılıyor. Oysa asıl mağdur olan onlar!

Son dönemlerde “Bu kadarı da olmaz” denilen öylesine enteresan olaylarla karşılaşıyoruz ki muhatabı kim belli değil.

Asli görevi eğitime, öğrenciye ve dolayısıyla ülkemizin geleceğine sahip çıkması gereken bu kurumlar, tüm bu yaşananlar karşısında neden bu kadar sessiz kalıyorlar anlamak mümkün değil.

Ortada bir yetki karmaşası mı var yoksa bir vurdumduymazlık mı söz konusu anlaşılır gibi değil.

Gelin önce gelişmeleri sizlerle paylaşalım sorumlunun kim ya da kimler olduğuna da siz karar verin!..

. Üniversite öğrencilerinin barınma sorunu bitecek gibi değil. Yurtlarda bazen hiç yer bulamıyorlar bazen de gecikmeli olarak yedekten kendilerine şans doğuyor. Devlet yurtlarında yer bulanlar için sonun yok ama bulamayanların son çare olarak ücretleri bir hayli yüksek olan özel yurtlara başvuruyor. Sonrası ise çok acımasız! Önce bir yıllık kira sözleşmesi yapılıyor ve senet imzalatılıyor. Ortada kaldığınız için zaten başka çareniz de yok! Aradan üç, beş gün geçmeden devlet yurtlarında yer açıldığında hemen oraya geçmek istiyorsunuz ama mümkün değil. Daha bir gün bile kalmadığız yurt için bir yıllık yurt ücretin yarısını ödemek zorunda kalıyorsunuz. Yoksa senetler........

© Eğitim Ajansı