Bilim olmadan refah olur mu?
Bilim olmadan refah olur mu?
Kişilerin, ailelerin tarihi on yıllık periyotlarla değerlendirilir. Ülkelerin tarihine ise yüz hatta bin yıllık çerçevede bakılır. Nereden nereye geldiği, hangi badireler atlattığı, eğitimi diplomaları, kaç şirket, kaç devlet kurduğu, insani ilişkileri, demokrasi ve hukuka bakış her şey sorgulanır.
Önemli olan sürdürebilirlik ve kazanımların nasıl elde edildiğidir.
Akıl ve bilimle yoğrulmuşsa kalıcı, mirasla, doğal zenginliklerle geliyorsa geçici olabiliyor.
Her ikisi birlikte harmanlandığında ise çok uzun ömürlü olmasının önündeki en büyük risk olarak dış etkenler kalıyor. O da iyi idare edildiğinde sadece başarı ve refah değil huzur da geliyor…
Son birkaç yüz yıl bize şunu gösterdi ki bilim toplumu olmadan refah toplumu olmak hiç de kolay değil.
Peki nasıl bilim toplumu olabiliriz?
Makale sayılarını artırarak değil elbette,
Bilimi katma değeri yüksek üretime dönüştürmek hiç kolay değil ama imkânsız da değil.
İstediğimizde bunu yapabiliyoruz.
Savunma sanayindeki gelişmeler bunun en somut örneği!
Bir ara Bilim Bakanlığı kurduk ama kadük kaldı, sonra da hepten kaldırıldı.
TÜBİTAK bile bağımsız bir kurumken Bakanlığa bağlandı. AR-GE bütçeleri ise hiçbir zaman hedeflenen noktaya gelmedi!
Kabahatli mi arıyoruz?
Hayır.
Sadece en doğru yol ne olabilir onu sorguluyoruz o kadar!
İleriye yönelik hedeflerimizin gerçekleşmesi için bilimden daha güçlü bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein