menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Burak Uzun yazdı: Kuzguncuk’tan Bir Seda: Sevim Burak  

9 63
13.02.2025

“Sic transit gloria mundi”

(İşte dünyanın ihtişamı böyle geçiyor)

Boğazın Anadolu yakasında, hâlâ değişime direnen bir semt Kuzguncuk. Nedret Ebcim, Üç Dinin ve Ünlülerin Buluştuğu Semt Kuzguncuk kitabında, İstanbul’un fethinden önce Yahudiler tarafından burada bir koloni kurulduğunu, Kuzguncuk adının ise buranın eski ismi Kosinitza’nın bozuk bir şekli olduğunu aktarır. Evliya Çelebi’ye göre ise Fatih Sultan Mehmet Han döneminde burada yaşayan Kuzgun Baba’nın adından esinlenerek buraya Kuzguncuk denilmiştir.

Yahudilerin varlığı, Kuzguncuk’u bir nevi hac yeri olarak görmeleri, Kuzguncuk’un renkli bir yapıya sahip olmasında önayak olmuştur. Günümüzde dahi hem camii, hem kilise, hem de sinagog’un yan yana bulunduğu nadir yerleşim yerlerinden biridir. Burada ayrıştırmadan öte, farklı renklerin bir skalada buluşması ön plandadır.

İş bu bir aradalığın meydana getirdiği birlikteliklerden biri de Anne-Marie ve Seyfi Kaptan’ın evliliğidir. Anne-Marie, Bulgaristan’dan Kuzguncuk’a göç eden Yahudi Mandil ailesinin kızıdır. Seyfi Kaptan ise babadan gelme genç bir denizcidir. Birbirlerini severler, evlenirler ama Seyfi Kaptan’ın ailesi bu Yahudi gelini kabullenmeyince ilk yıllarını Seyfi Kaptan’ın çalıştığı gemide geçirirler. Nezahat isminde bir kızları dünyaya gelir. Savaş sonrasında ise çift aileleri tarafından kabul görür. Müslüman olan Anne-Marie adını Aysel Kudret olarak değiştirir. Seyfi Kaptan’ın ailesi mümkün oldukça gelinlerinin eski bir Yahudi olduğunu gizlemeye çalışırlar. Ama çok iyi İspanyolca ve Fransızca konuşmasına rağmen Aysel Kudret Hanım, bozuk Türkçesiyle dikkat çekmeye devam etmektedir. Kuzguncuk’taki aile köşküne yerleştikten sonra, 29 Haziran 1931 tarihinde çiftin ikinci kızları dünyaya gelir. Seyfi Kaptan, ikinci kızına çok sevdiği gemisinin adını verir: Sevim.

İşte Türk Edebiyatı’nın şahsına münhasır kalemlerinden Sevim Burak dünyaya Kuzguncuk’ta, böyle bir aile ve semt ortamında gelir.

Annesinin Yahudi kökenli olması, dilini düzeltememesi Sevim Burak’ın öykülerine de yansımıştır. Afrika Dansı kitabında yer alan Ayakkabıcı Bürjeni, Osmanlı Bankası ve On Altıncı Vay isimli öykülerinde sanki annesinin telaffuzlarını kelimelerine yansıtmıştır. Örneğin On Altıncı Vay’da Kuzguncuk’u şu şekilde yazmıştır: Kouzgoundjouk.

Osmanlı Bankası öyküsünde ise şöyle yazar: “BAŞINDA BAŞÖRTÜ / TAM ÇENESİNİN ALTINDA DÜĞÜMLÜ / MÜSLÜMAN OLMUŞ / İCADİYE CADDESİ’NDE YÜRÜYOR / AYSEL KUDRET AYŞE HANIM”

Hayata Kuzguncuk’ta merhaba diyen Sevim Burak daha on yaşında iken Kuzguncuk’ta uzun süre ıslak mayo ile durması nedeniyle bir kalp romatizması geçirmiştir. Kendisine iyi bakmadığı için bu hastalığı ilerleyen yaşlarında kronik kalp hastalığına dönüşerek yeniden karşısına çıkmıştır.

Islak mayoyla dolaşmasını Afrika Dansı adlı öyküsünde şöyle işlemiştir: “SİZE ISLAK MAYO İLE DOLAŞMA İZNİNİ KİM VERDİ / SORUN DURMADAN BÜYÜYOR / NİYE........

© Edebiyat Burada