İndirimli kurumlar vergisindeki değişiklikler: Ya kaldırın ya da basitleştirin
Değerli okurlar, onlarca yıldır vergi düzenlemelerinin gerekçesini kayıt dışı ile mücadele, verginin tabana yayılması, daha kolay uygulanır ve anlaşılır hale getirilmesi oluşturmaktadır.
Geldiğimiz noktada 41 yıllık vergici olarak bir kalemde kurumlar vergisi oranını söyleyemeyecek hale geldim. Bir sanayici dostum kurumlar vergisi beyanı öncesi yakınıyordu: “Şirketin muhasebe bölümü ayrı, yeminli mali müşaviri ayrı hesap yapıyor ve ne kadar vergi ödeyeceğimiz konusunda mutabakat sağlayamıyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım.”
Biraz abartı gibi gelecek ama şu an bazı işletmelerde vergi hesabı, tek başına bir mühendislik işine dönüştü. Sekiz kişi gelse yaptıkları yorumlarla farklı sonuçlara varabilirler. En karmaşık konuyu da indirimli kurumlar vergisi uygulamaları oluşturmakta. Bu noktada paylaşmalıyım ki, geçmişte uygulanan yatırım indirimi müessesesinin hakkını yemişiz. Şimdi mumla arıyoruz.
İndirimli kurumlar vergisi konusunda Meclis’te komisyondan geçen tasarı birtakım sınırlamalar getiriyor. Devlet olarak yatırımlar konusundaki tavrımız inişli çıkışlı. Bir süper teşvik veriyoruz, iki gün sonra vazgeçiyoruz. Çoğu zamanda karmakarışık hale gelen teşvik sistemi nedeniyle şirketlere cezalı uygulamalar yapıyoruz. Devlet için en radikal yaklaşım, belki, bu vergi ile teşvik uygulamasını tümden kaldırmak olabilir.
Bu kanunla getirilen yeni kısıtlayıcı düzenlemeler bu kanun tarihi sonrasında alınan teşvik belgelerine uygulanacak.
İndirimli kurumlar vergisi oranı indirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap döneminden itibaren en fazla 10 hesap dönemi boyunca uygulanabilecek.
“İndirim hakkının kullanılabileceği ilk hesap dönemi” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğine yönelik bir açıklamaya tasarıda yer........
© Dünya
