Vasatlığın diploması
Bir toplumun vasatlaştığını nereden anlarsınız? Benim cevabım basit: O ülkede verilen diplomaların aslı ile sahtesi arasındaki farkı toplum ayırt edemiyorsa o toplum vasatlaşmaya başlamıştır.
Günlerdir gündemi meşgul eden sahte diploma skandalına böyle bakıyorum. Çünkü mesele sadece birkaç kişinin sahte evrak düzenleyerek haksız yere unvan kazanması ya da kendi e-imzasını çaldırması değil. Asıl mesele, bunun toplum içinde kolayca fark edilememesi.
Yani sahte diplomaya sahip olanlar yıllarca mesleklerini icra edebilmiş, toplantılara girmiş, imzalar atmış, kararlar almış… Ve bütün bu süreçte kimse “Bu kişi bu işin ehli mi?” diye sorgulamamış. Oysa sağlıklı bir toplumda, sahte diplomanız varsa bu gerçeğin ilk olarak yargı ya da kolluk kuvvetleri tarafından değil, müşterileriniz, meslektaşlarınız, yani bizzat toplum tarafından ortaya çıkarılması gerekir. Çünkü siz hizmet verirken, konuşurken, iş yaparken bir fark hissedilir.
Yani diplomanızın kâğıttaki varlığından değil, bilgi, beceri ve duruşunuzdan anlaşılır işin ehli olup olmadığınız. Ama bizde durum farklı. Meğer fark edilmiyormuş. Meğer alınan hizmetin kalitesi, diploması sahte olan ile gerçek olan arasında o kadar da değişmiyormuş. Bu, eğitim sistemimizin ve meslek standartlarımızın alarm verdiğinin en net göstergesidir. Bir toplum, mesleki yeterlilikleri ölçemiyorsa; sahte diplomalı birinin performansıyla eğitim almış birinin performansı arasındaki farkı göremiyorsa, orada vasatlık hâkim demektir.
Üstelik bu üzücü ve düşündürücü durum sadece iş dünyası ya da kamu yönetimi ile de sınırlı değil. Toplumun salgın hastalıklarından biri hâline gelen “dijital obezite” de vasatlığın en net besleyicilerinden. Dijital obezite, tıpkı bedensel obezite gibi, hızlı ve sağlıksız........
© Dünya
