menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Toprağın altını kazarken…

22 15
18.06.2025

Kanada ya da Al­manya’da eski­den altın madeni olan sahaların üzerine ya­pılan göletleri ve üze­rindeki yaşamı gör­düğümde çok etkilen­miştim. Ülkemizde de maden sahalarının ya­nında ya da maden ka­patıldıktan sonra biz­zat üstünde dikilen zeytin ağaçlarının ol­duğu yerler görebilirsiniz. Sanı­lanın aksine yeryüzünde en fazla ağaç kesilen dönemin yeraltından kömür çıkartılmadan önce yaşan­dığını da gözden kaçırmış olabi­lirsiniz.

Diyeceğim şu: Hiçbir gelişmiş ve kalkınmış ülke sanayileşme sü­recini madenciliği yok sayarak ba­şarmadı. Maden dün de sanayinin hammaddesiydi, bugün de öyle. Dün de uğruna savaşlar veriliyor­du, bugün de… Dün kömür vardı, bugün nadir toprak elementleri. Ama dünden bugüne değişmeyen bir şey varsa o da gelişmiş ülkele­rin yerüstü kadar yeraltı zengin­liklerini de aynı beceriyle kullana­bilmesi oldu. Başarılı ülkeler et­kin bir kamu denetimi ve sorumlu bir özel sektör ile İliç gibi faciaları yaşamazken başarısız ülkeler top­lumu maden ve tarım arasında se­çim yapmak zorunda bıraktı. Ba­şarılı ülkelerin hepsi madencilik, tarım ve doğa arasında sürdürüle­bilir bir dengeyi kurabilirken ba­şarısız ülkelerde verimsiz kömür sahaları bereketli tarım arazileri­ne tercih edildi.

Türkiye bugün tarım, doğa ve maden arasındaki dengeyi kur­mak zorunda. Enerji bağımlılığı­mız, sanayi üretim hedeflerimiz, yerli kaynaklarımızı verimli kul­lanmayı zorunlu kılıyor. Ama bu zorunluluk, çevreyi, tarımı, halk sağlığını ve kayırmacılığı göz ar­dı etmeyi meşrulaştırmamalı. Üs­telik bunun adı “süper izin” gibi cazip görünen ama hukuksuzluğa meydan veren bir sistemle daya­tılıyorsa buna bizden önce Türki­ye’de hakkıyla ve ülkenin yararını gözeterek madencilik yapan şir­ketler karşı çıkmalı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba­kanlığı’nın Birleşik Arap Emirlik­leri ile imzaladığı anlaşmalarda geçen “izin süreçlerinin kolaylaş­tırılması” taahhüdü, bugün Mec­lis’te “süper izin” adıyla yasalaştı­rılmak isteniyor. Bu model; ÇED, tarım, orman ve imar izinlerinin hızlandırılması değil, hukuken et­kisizleştirilmesi anlamına geliyor.

Yasa teklifine göre:

-ÇED süreci daha tamamlan­madan yatırım başlayabilecek,

-İlgili kamu kurumları, 3 ay içinde görüş........

© Dünya