Müselles-i mütesaviyül adla
Kürsüdeki profesör coşkuyla anlatıyor: “Müselles-i mütesaviyül adla; zaviyeleri birbirine müsavi müselles demektir’ yerine ‘Eşkenar üçgen; açıları birbirine eşit üçgen demektir’ diyebilmeyi de Atatürk’e borçluyuz!” Büyükelçiliklerde 29 Ekim hep geniş katılım ve coşkuyla kutlanır; 10 Kasım anması ise elçilik personeli, aileleri ve az sayıda Türk toplumu temsilcisiyle, hayli dar katılımla sembolik bir tören olur.
Bu 30 yıl önce de böyleydi, bugün de böyle. Bu 10 Kasım sabahı bir avuç Türk, Zagreb Büyükelçiliği’nin giriş katında, Yunus Emre Kültür Merkezi’nin konferans salonundayız. 9’u 5 geçe saygı duruşunda bulunduk, Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını özlemle, rahmetle andık. Şimdi ‘klasik’ anma töreni başlıyor.
Gazeteci olarak yurt dışında, bir Türk Büyükelçiliği’nde katıldığım ilk 10 Kasım töreni,1994 senesinde, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’taydı. Üzerinden 30 yıldan fazla geçmiş. Rahmetli Selçuk İncesu büyükelçi idi, yine bir avuç Türk, Atamızı saygıyla anmıştık ve kısa konuşmalarla, kasvetli bir havada başlayıp bitmişti tören. Tabii bir anma töreniydi bu, gayet normaldi.
Bu kez yağmurun eli kulağında, kasvetli bir Zagreb sabahında, yine sükûnet içinde beklerken kürsüye genç bir diplomat çıkıyor. Adettendir; bu törenlerde ilk konuşma, misyondaki en genç diplomata, bir Üçüncü Sekreter’e yaptırılır. Tutuk başladığı konuşma gittikçe içten, etkileyici bir üsluba........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden