Çevreden merkeze Çin’in yükselişi
Trump iktidara geldiğinden beri her platformda “ekonomi savaşları” tartışılıyor. ABD’nin gümrük vergilerini artırma resti dünyanın birçok ülkesinde sıkıntı yaratırken Çin, AB ve Kanada gibi büyük ekonomiler reste rest politikasını işletmeye çalışıyorlar.
Trump işe hızlı başlamıştı. Ukrayna-Rusya krizini 24 saatte çözeceği söylemi üç aydır bir sonuç ortaya çıkarmadı. Elde ettiği önemli tek şey Ukrayna’nın değerli elementlerine ortak olmak. Bu girişim beni Immanuel Wallerstein’ın “Dünya sistemi teorisi”ne götürdü.
Dünya sistemi teorisi sosyal bilimler için önemli bir bakış açısıdır. Teorinin fikir babası Immanuel Maurice Wallerstein, önemli bir sosyolog ve iktisat politikaları tarihçisiydi. Marx’tan fazlasıyla esinlenmişti.
Wallerstein teoriyle küresel ekonomik sistemi, merkez, çevre ve yarı-çevre olmak üzere böler. Merkezi dünyanın kaynaklarının büyük bir kısmını kontrol eden, küresel ekonomiye hâkim sanayileşmiş ülkeler oluşturur.
Çevre, merkeze bağımlı, genellikle hammadde ile ucuz iş gücü sağlayan daha fakir ve az sanayileşmiş ülkelerden oluşur. Yarı-çevre ise merkez kadar zengin, çevre kadar fakir olmayan ülkeleri içerir. Merkez ile çevre arasındadır. Teori, küresel ekonominin bölgeler arasındaki etkileşimden ve sisteme nasıl entegre olduklarıyla şekillendiğini savunur. Teori ayrıca küresel ekonomiyi eşitsiz görür ve merkezin çevre ve yarı çevre ülkelerinden faydalandığı bir sömürü sistem olduğunu ileri sürer.
Teoriye yönelik birçok eleştiri yapılmıştır. Bunlar içinde en önemsediğim Marksistler........
© Dünya
