menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Stratejik savaşın adı: Jeoekonomi

29 5
wednesday

21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna yakla­şıyoruz. 2000’li yıllar önemli gelişme­lerin gerçekleştiği bir dönem olarak kar­şımıza çıktı. Dijital dönüşüm, otomasyon, yapay zeka ve yeşil dönüşüm kavramları hayatımıza girdi, tüketim alışkanlıkları de­ğişti, şirketlerin iş modelleri dönüştü.

Tüm bu inovasyonlar sadece ülkelerin gelişmiş­lik düzeylerini artırmadı aynı zamanda ülkelerarası stratejik ve jeopolitik bir güç aracı olarak da kullanılmaya başlandı. Ya­zının başlığına da aldığım jeoekonomi kav­ramı, ekonomik araçların ve üstünlüklerin kullanılarak Devletlerin siyasi gücü ve li­derliği elinde tutmak ve rekabet üstünlüğü sağlama çabaları olarak tanımlanır (Lut­twak, 1990).

Günümüzde askeri gerilimler çeşitli coğrafyalarda halen sürüyor olsa da, artık hakim olan Devletlerin birbirlerini ekonomi ve ticari politikalarıyla sınırlan­dırma, taviz vermeye zorlama ya da ceza­landırma stratejileri. Bazı Devletler bun­dan zarar görse de bazıları akıllı hamleler­le bunu orta ve uzun vadeli dönüşüm aracı olarak kullanmaya çalışıyor.

Jeoekonominin en net biçimde gözlem­lendiği alanların başında teknoloji yatı­rımları geliyor. Çin’in özellikle son yıllarda yapay zekâ, 5G, yarı iletken üretimi, elekt­rikli araç yatırımları ve pazar hakimiye­ti sadece ABD........

© Dünya