Azerbaycan Rusya gerilimi
İttifaklar sabah çiği gibidir; ilk güneş ışığında kaybolur” der Napoleon. Çok da haklıdır. Devletler arasındaki birliktelikler, ister geçici ittifaklar, ister kurumsallaşmış örgütsel yapılar çerçevesinde olsun, çıkarlar üzerinden şekil alır ve bu çıkarlar çatıştığı andan itibaren de dostluk, kardeşlik diye anılan birçok ilişki rafa kalkar. Zira devletler ittifakların bütüncül hedeflerini değil, kendi ulusal çıkarlarını öncelerler.
Özellikle küresel güç dengelerinde kaymalar olduğunda, yani sisteme başat rol oynama kabiliyetine sahip yeni bir aktör girdiğinde ya da eskisi çıktığında ittifak mimarileri de sarsılır. Eski Varşova Paktı üyesi ülkelerin bir kısmının bugün NATO üyesi olmaları, Shanghai İşbirliği Örgütü’nün rakip ülkeleri bünyesinde barındırabilmesi ya da Britanya’nın AB’den çıkması gibi olaylar bu kaygan zeminin göstergeleridir. Tarih, bu tür yön değiştirmelerle doludur.
Soğuk Savaş yıllarının doğu kutbu SSCB’nin eski üyeleri bugün farklı yollarda yürüyorlar. Kimisi Batı sistemine eklemlenerek NATO üyesi olurken, kimisi eksen değiştirmek istemesinin bedelini ağır ödemekte. Gürcistan ve Ukrayna bedel ödemek zorunda kalanlar listesinde başı çekenlerden. Şimdilerde de Azerbaycan ile Rusya arasında yükselen gerilimi izliyoruz ve sıkıntı artabilir gibi görünüyor.
Rusya’nın, Trans Kafkasya’yı (Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan) “arka bahçesi” olarak gördüğü ve güneye açılan kapısı olarak konumlandırdığı biliniyor. Moskova’nın bu bölgedeki........
© Dünya
