menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2024’ün kriz karnesi: Neden sınıfta kalındı?

21 0
19.07.2025

Bu yıl krizler azalmadı, biçim değiştirdi. Sayıca daha az gibi görünseler de kurumların iç yapısını hedef alan, daha derin, daha çok katmanlı, daha uzun vadeli etkiler barındıran krizler öne çıktı. Artık mesele yalnızca krizleri yönetmek değil; onları var eden yapısal zaafları görmek, anlamak ve dönüştürmek.

The Institute for Crisis Ma­nagement (Kriz Yöneti­mi Enstitüsü), her yıl dün­ya genelinde kurum ve markaların karşılaştığı krizleri mercek altına alıyor. Küresel medyada yer bu­lan binlerce haber incelenerek ha­zırlanan bu çalışma, krizleri konu başlıklarına göre sınıflandırıyor; nerede, ne türden ve nasıl krizlerin öne çıktığını ortaya koyuyor. ‘Yıl­lık Kriz Raporu’, sadece yaşanmış krizlerin dökümünü sunmakla kal­mıyor; aynı zamanda kurumlara gelecekte nereden kırılabilecekle­rini hatırlatan bir uyarı belgesi iş­levi görüyor.

Bu raporu yıllardır dikkatle ve istikrarlı biçimde takip ediyorum. Çünkü bu belge yalnızca kurumla­rın karşılaştığı krizleri değil, o yılın kurumsal ve toplumsal ruh hâlini, sistemsel zaaflarını, değişen risk dinamiklerini de gözler önüne se­riyor. Dünya Gazetesi için 2022 ra­porunu “Krizsiz bir dünya mı? Yok öyle bir şey” başlığıyla değerlendir­miştim. 2023 yılına dair analizim­de ise “Yine krizlerle dolu bir yıl ge­çirmişiz” demiştim. Her iki yılda da krizlerin hem sayısı hem de gö­rünürlüğü yüksekti. Ancak bu yıl, bambaşka bir tabloyla karşı karşı­yayız: Krizler görünürlüğünü değil, yapısını değiştirmiş gibi duruyor.

2024 yılı boyunca dünya ge­nelinde toplam 1 milyon 134 bin 388 kriz haberi medyada yer al­dı. 2023’te bu sayı yaklaşık 2 mil­yon seviyesindeydi. Yani görünür­de neredeyse yarı yarıya bir azalma söz konusu. Ancak bu düşüş, kriz­lerin azaldığı anlamına gelmiyor. Çünkü aynı raporun içinde yer alan başka bir veri, bu iyimserliği hızla sorgulatıyor.

Bu yıl yaşanan krizlerin yüzde 75’i, ‘smoldering’, yani yavaş yanan ve zaman içinde sinyal göndere­rek gelen krizler olarak sınıflandı­rılmış. Yani yaşanan her dört kriz­den üçü; ani patlamalardan değil, zaman içinde gelişen, çoğu zaman fark edilmemiş ya da fark edildiği hâlde önlem alınmamış sorunlar­dan oluşuyor. 2023’te bu oran yak­laşık yüzde 50 düzeyindeydi. Bu dramatik artış, sadece bir teknik ayrıntı değil; kurumsal........

© Dünya