Küresel fırtınada ayakta kalabilmek-2
Bahsettiğimiz küresel fırtınanın belki de en büyüğü olarak iklim krizi hepimizi sert bir şekilde uyandırdı bu yıl. Şimdi buna uyum sağlama ve tehditleri fırsata çevirme zamanı.
Bölgemiz sürekli ateş üstünde. İsrail tüm bölge için güvenlik tehdidi olmayı sürdürüyor. ABD’nin iki yüzlü dış politikası, hak-hukuk tanımazlığı ve İslam ülkelerinin gafleti; Türkiye’nin sorumluluklarının katlanmasına yol açıyor.
Savunma sanayiinde iyi mesafe alan ve böylelikle itibarı yükselen Türkiye’nin gıdada da yeterliliğini, en azından stratejik ürünlerde kritik seviyenin çok üzerine çıkarması gerekiyor.
Diğer yandan iklim değişimi ve savaşlar, dezavantajlı bölgelerdeki halkları göçe zorluyor. Özellikle suya erişimin azalması, kararsız hava olayları arttıkça göçler de önlenemez hale gelecek. Unutmayalım ki aç insan her şeyi göze alan insandır. Göçlerden bugüne kadar en çok etkilenen ülke olarak, bundan sonra bu tehdidin özellikle ülkemize yönelik olarak artabileceğini öngörmek gerekiyor. Jeostratejik konumumuz, fırsatları olduğu kadar tehditleri de beraberinde getiriyor.
Son yazımızda belirttiğimiz üzere, tüketici kapitalizmi küresel sisteme hâkim olduğu sürece tüketim hızla artmaya, kaynaklar tükenmeye ve artık tabiat kendini onaramaz bir noktaya gelecek gibi görünüyor........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein