menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim krizinde tarımın yönü: Fırsatlar ve tehditler-1

32 87
25.06.2025

“İklim değişikliği” yerine artık “iklim krizi” deniyor. Hatta “iklim felaketi” haberleri de sıklıkla karşımıza çıkıyor. Ül­ke olarak 2053 yılı için net sıfır karbon he­defimiz var.

Bunun için fosil yakıtlardan vazgeçilmesi, yenilenebilir enerji kullanı­mının ve karbon yutaklarının artırılması gerekiyor. Neredeyse tamamen iklime bağ­lı olan ve bu yüzden açık fabrika olarak ni­telendirilen tarımsal işletmeler giderek ar­tan oranlarda iklim kaynaklı risk ve belir­sizliklerle karşı karşıya geliyor.

İklim değişiminin tarıma en büyük etki­si kuraklık. Kuraklık ise üretimin azalma­sı, üreticilerin ve ülkenin hasıla kaybı, gıda enflasyonu ve gıda güvencesinin tehlikeye girmesi anlamına geliyor.

Zaman zaman meteorolojik kuraklık ile tarımsal kuraklık kavramları karıştırılabi­liyor. Meteorolojik kuraklık, yağışların or­talamanın altında kalması, tarımsal kurak­lık ise bitkinin ihtiyacını karşılayacak ye­terli suyun toprakta bulunmaması durumu.

Birinci derecede sorumluluk Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olmakla birlikte iklim krizinin en büyük faturası elbette ki Tarım ve Orman Bakanlığı’na çıkıyor.

Bakanlığa bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nde (TAGEM), bu konu­da çok........

© Dünya