İklim krizinde tarımın yönü: Fırsatlar ve tehditler-1
“İklim değişikliği” yerine artık “iklim krizi” deniyor. Hatta “iklim felaketi” haberleri de sıklıkla karşımıza çıkıyor. Ülke olarak 2053 yılı için net sıfır karbon hedefimiz var.
Bunun için fosil yakıtlardan vazgeçilmesi, yenilenebilir enerji kullanımının ve karbon yutaklarının artırılması gerekiyor. Neredeyse tamamen iklime bağlı olan ve bu yüzden açık fabrika olarak nitelendirilen tarımsal işletmeler giderek artan oranlarda iklim kaynaklı risk ve belirsizliklerle karşı karşıya geliyor.
İklim değişiminin tarıma en büyük etkisi kuraklık. Kuraklık ise üretimin azalması, üreticilerin ve ülkenin hasıla kaybı, gıda enflasyonu ve gıda güvencesinin tehlikeye girmesi anlamına geliyor.
Zaman zaman meteorolojik kuraklık ile tarımsal kuraklık kavramları karıştırılabiliyor. Meteorolojik kuraklık, yağışların ortalamanın altında kalması, tarımsal kuraklık ise bitkinin ihtiyacını karşılayacak yeterli suyun toprakta bulunmaması durumu.
Birinci derecede sorumluluk Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olmakla birlikte iklim krizinin en büyük faturası elbette ki Tarım ve Orman Bakanlığı’na çıkıyor.
Bakanlığa bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nde (TAGEM), bu konuda çok........
© Dünya
